Angelina Jolie, opera dünyasının en efsanevi isimlerinden Maria Callas‘ın hayatını konu alan yeni filmi Maria ile sahnelere geri döndü. İngiltere galasında kırmızı halıda yürüyen Jolie, göz kamaştırdı ve izleyenleri etkiledi. Pablo Larraín, daha önce Jacqueline Kennedy ve Prenses Diana gibi karmaşık karakterlere odaklandığı filmleriyle tanınır. Bu film, onun “yüksek profilli ve zorlu kadınlar” üçlemesinin son halkası oldu.
Senaryoyu, ünlü televizyon dizisi Peaky Blinders‘ın yaratıcısı Steven Knight kaleme aldı. Hikaye, Callas’ın 1970’lerde Paris’te geçen son yıllarına odaklanıyor. Jolie’nin son dönemde daha az projede yer alması, bu filmi onun için önemli bir geri dönüş fırsatına dönüştürdü. Performansının ona En İyi Kadın Oyuncu dalında Oscar adaylığı getirebileceği konuşuluyor.
Operanın Yıldızı Maria Callas
ABD doğumlu Yunan soprano Maria Callas, 20. yüzyılın en tanınmış opera sanatçılarından biri olarak bilinir. Callas, sıra dışı sesi ve sahne hakimiyetiyle operada efsane haline geldi. Ne yazık ki 1977’de, henüz 53 yaşındayken hayatını kaybetti. Filmde, Callas’ın sesine Jolie’nin sesiyle bir dokunuş eklenmiş. Jolie, Callas ile benzerliklerini anlattığı bir röportajda, “İkimizin de kamusal alanda kendimizi rahat hissetmememiz ortak bir nokta. İkimiz de işin arkasında sadece sevinç değil, büyük bir baskı hissediyorduk,” dedi.
Son yıllarda neden daha az rol aldığını açıklayan Jolie, çocuklarına odaklandığını söyledi. “Çocuklarımla daha fazla evde olmam gerekiyordu,” dedi. Ancak çocuklarının büyüyüp daha bağımsız hale geldiğini belirterek geri dönmeye hazır olduğunu ifade etti. “Artık daha az ihtiyaç duyuluyorum, bu yüzden uzaklara gitmek artık mümkün,” dedi.
Eleştirmenlerin Gözünden Jolie ve Maria
Eleştirmenler, Jolie’nin performansını genel olarak övdü. AwardsWatch‘tan Sophia Ciminello, “Jolie, Maria Callas rolünde büyüleyici. Zarafet ve kararlılık kattı.” diyerek performansını övdü. “Rolde kendini aşmayı başarıyor.” dedi.
Next Best Picture yazarı Ema Sasic, Jolie’nin virtuoz performansına dikkat çekti. “Maria, Larraín’in üçlemesini muzaffer bir şekilde sonlandırıyor.” diye yazdı. Entertainment Weekly‘den Maureen Lee Lenker ise, Jolie’nin “her şeye sahip bir kadını başarıyla canlandırdığını” belirtti. “Kendisiyle yüzleşen bir kadının dikkat çekici portresini sunuyor.” dedi.
Öte yandan, bazı eleştirmenler filme mesafeli yaklaştı. Time dergisinden Stephanie Zacharek, Jolie’nin performansını eleştirerek onun “soğuk ve güvensiz” bir oyun sergilediğini ifade etti. “Callas’ın karizmasını yakalayamıyor,” dedi. Ayrıca, yönetmen Larraín’in kapanış jeneriğinde gerçek Maria Callas‘ın görüntülerini kullanmasının filmin eksikliklerini ortaya koyduğunu savundu.
Vanity Fair‘den Richard Lawson, filme daha eleştirel yaklaştı. “Filmde belirsiz ve keyfi bir şeyler var,” diyerek Callas’ın son yıllarının anlatımını yetersiz buldu. “Bazı detaylar çıkarıldığında, Maria herhangi bir büyük diva hakkında bir film olabilirdi,” dedi.
Angelina Jolie’nin Film Kariyerindeki Dönüm Noktaları
Angelina Jolie, kariyeri boyunca birçok ikonik rolle sinema dünyasında iz bıraktı. Changeling, Maleficent, Salt, Mr & Mrs Smith, The Bone Collector ve Lara Croft: Tomb Raider gibi filmlerle hatırlanan Jolie, Maria filmiyle güçlü bir geri dönüş yapıyor.
Bu film, Jolie’nin kariyerinde sadece önemli bir dönüm noktası değil, aynı zamanda sinemaya olan tutkusunu yeniden canlandırmasına vesile oldu. Maria, 10 Ocak’ta İngiltere’de sinemalarda izleyiciyle buluşacak.