Scarlett Johansson, 2003 yapımı Lost in Translation filminde yalnızca 17 yaşındaydı. Sofia Coppola’nın yönettiği bu film, Johansson’u uluslararası arenada üne kavuşturdu. Ancak bu başarı, beraberinde ağır bir bedel de getirdi. Johansson’a göre, bu yapımın ardından kendisine yalnızca “kız arkadaş”, “diğer kadın” veya doğrudan “cinsel nesne” rolleri teklif edilmeye başlandı. Oyuncu, bu sınırlı karakter kalıplarından uzun süre kurtulamadığını vurguladı.
Vanity Fair’e verdiği röportajda, “Lost in Translation’dan sonra bana gelen tüm roller aynıydı. Bir noktada ‘Demek ki oyuncu olarak kimliğim bu’ diye düşünmeye başladım” ifadelerini kullandı. Johansson, yaşadığı bu sürecin kendisine sektörün kadın oyunculara biçtiği rolleri acı biçimde gösterdiğini söyledi.
Temsilciler Sessizdi, Sektörün Normları Bu Şekildeydi
Oyuncu, kariyerinin başındaki temsilcilerinin de bu sınırlayıcı döngüye karşı herhangi bir çaba göstermediğini belirtti. Ancak onların da bu sistemin içinde biçimlenmiş kişiler olduğunu şu sözlerle ifade etti: “Onlar da sektörün işleyişine tepki veriyordu. Çünkü Hollywood uzun yıllardır böyleydi.”
Johansson, genç yaşta kadın oyuncuların cinsellikleriyle tanımlanmasının nasıl normalleştirildiğini de anlattı: “Kendini tanımaya başlıyorsun. Tarzını buluyorsun, özgürce giyiniyorsun, kendini ifade ediyorsun. Sonra bir anda fark ediyorsun ki bu halin üzerinden bir çeşit sömürü yaşanıyor. ‘Sömürü’ çok ağır bir kelime ama tam olarak buydu.”
Bill Murray ile Zorlayıcı Bir Set Deneyimi
Filmdeki partneri Bill Murray hakkında da dikkat çekici açıklamalarda bulunan Johansson, çekimler sırasında Murray’nin “zor bir dönem” geçirdiğini söyledi. “Sette herkes onun etrafında diken üstündeydi. Yönetmenimiz dahil tüm ekip onun ruh haline göre hareket ediyordu,” diyerek yaşanan gerilimi dile getirdi.
Bu açıklamalar, yıllar sonra “Being Mortal” adlı projenin Murray’nin davranışları nedeniyle durdurulmasıyla yeniden gündeme gelen tartışmaları da anımsattı. Johansson, o dönem set ortamının ne kadar hassas olduğunu, Murray’nin karmaşık ruh halinin tüm çekim sürecini etkilediğini belirtti.
Değişim Mümkün mü? Johansson’un Cevabı Net
Scarlett Johansson, 2025 yılı başlarında Murray ile “SNL50” kulisinde yeniden karşılaştığını ve çok farklı bir hâl içinde olduğunu söyledi: “Şimdi bambaşka biri olmuş. Hayat onu alçakgönüllü kılmış.” Bu sözleriyle, zaman içinde değişimin mümkün olduğuna inandığını da ifade etti.
2022 yılında yaşanan “Being Mortal” skandalı hakkında ise net konuştu: “Evet, bu gerçekten kötüydü. Ama aynı zamanda pandemi dönemi de onun için çok zor geçmişti. Bazen hayat birikiyor ve seni hesap vermeye zorluyor.”
Kendi Duruşuna Dair: “Gözüm Hedefteydi”
Oyuncu, tüm bu zorlayıcı koşullara rağmen profesyonelliğini koruduğunu ve işine odaklanmayı tercih ettiğini vurguladı. “Ben sadece işimi yaptım. Bu, zorlukların üstesinden gelmenin en sağlam yolu. Gözünü hedeften ayırmamak,” diyerek sektördeki varlığını nasıl sürdürdüğünü ortaya koydu.
Johansson’un bu açıklamaları, hem genç oyuncuların karşılaştığı sektörel eşitsizliklere hem de zamanla dönüşebilen kariyer algısına ışık tutuyor. Üstelik yıllar sonra bile, o ilk filmin etkileri ve deneyimleri hâlâ güncelliğini koruyor.