Ak Parti eski Milletvekili Şamil Tayyar, rüşvet, FETÖ’ye yardım ve siyasi-askeri casusluk suçlamalarıyla gözaltına alınan avukat Rezan Epözdemir hakkındaki soruşturma sürecine dair dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Tayyar, Epözdemir’in cep telefonunun şifresini vermeyi reddettiğini öne sürerek, “Sorgu ciddi bir krize dönüşmek üzere” dedi.
“Şifre Krizi” ve İddialar
Tayyar, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturmanın giderek büyüdüğünü ve sorgu süresinin uzadığını iddia etti. “Şifre krizi aşılamadığı için sorgu uzatıldı” diyen Tayyar, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum başta olmak üzere “hatırlı” isimlerin devreye girdiğini ileri sürdü.
Tayyar, Başsavcı Akın Gürlek’in, Ekrem İmamoğlu dosyasında bile görmediği yoğun baskıyla karşı karşıya kaldığını belirterek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a “Başsavcıyı yalnız bırakmayın” çağrısı yaptı. Ayrıca, “Şüphelinin cep telefonunun açılma ihtimali, Uçum başta olmak üzere kimleri neden rahatsız etti?” sorusunu gündeme getirdi.
Daha Önce De Sert Mesajlar Vermişti
Tayyar, bir gün önce yaptığı paylaşımlarda ise Epözdemir’in siyasi konumunun tarafsız olmadığını ve her dönemde etkili isimlerle yakın ilişki kurduğunu savundu. ABD’li yazar Michael Rubin’in de bu süreçte devreye girdiğini öne sürdü.
Tayyar’a göre, soruşturmanın genişletilmesi halinde yargının içindeki bazı unsurların da ortaya çıkabileceği ve bunun “kelebek etkisi” yaratabileceği ifade edildi. Ayrıca, MİT’in soruşturmada ciddi rol aldığını, Epözdemir’in sorgusunda çok sayıda tanınmış ismin adını verdiğini iddia etti.
Tayyar, ayrıca Epözdemir’in 150 bin dolar karşılığı bir tutukluya tahliye kararı aldırmakla suçlandığını öne sürdü ve bu iddiada adı geçen eski savcı Cengiz Çallı’ya dikkat çekti.
Epözdemir: “Bu Gözaltı Bir Kumpastır”
Rezan Epözdemir cephesinden yapılan açıklamalarda ise suçlamalar reddedildi. Epözdemir, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, İngiltere’ye gitmeye çalışırken yakalandığı iddiasının doğru olmadığını söyledi. Bodrum’dan ailesiyle İstanbul’a geldiğini, oğlunun dil okulu için planlanmış bir seyahatin olduğunu ve gözaltı işleminin sabah 05:50’de evinde gerçekleştiğini aktardı.
“Bu gözaltı tamamen bir kumpastır” diyen Epözdemir, geçmişte kendisine yönelik benzer girişimlerde bulunan bir avukatı suçladı. Bu kişinin, Denizbank–Seçil Erzan dosyası sürecinde de kendisine karşı karalama kampanyası yürüttüğünü iddia etti.
Fotoğraf Üzerinden Yürütülen İddialar
Epözdemir, hakkında dolaşan bir fotoğrafın 2014 yılında CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin’in davetiyle katıldığı resmi bir yemek sırasında çekildiğini, bu etkinliğin FARA kayıtlarında da yer aldığını belirtti. Fotoğraftaki bazı kişileri tanımadığını ve yalnızca yarım saat kaldığını söyledi.
Ayrıca, bu fotoğraf üzerinden yapılan suç duyurusu hakkında yaklaşık 6 ay önce “Soruşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar” verildiğini hatırlatarak, “Aynı konuda yeniden gözaltı kararı veriliyorsa, toplantıya katılan herkesin de gözaltına alınması gerekir” dedi.
“20 Yıldır Mağdur Ailelerin Yanındayım”
Epözdemir, son 20 yılda Münevver Karabulut, Pınar Gültekin ve Ahmet Minguzzi gibi kamuoyunu sarsan davalarda mağdur ailelerin avukatı olarak görev aldığını hatırlattı. Ahmet Minguzzi cinayeti nedeniyle ailesinin halen ölüm tehditleri aldığını belirterek, adaletin er ya da geç tecelli edeceğine inandığını ifade etti.
Soruşturma Genişleyebilir
Gözaltı sürecinde yaşanan “şifre krizi” ve Tayyar’ın ortaya attığı iddialar, soruşturmanın sadece Epözdemir ile sınırlı kalmayabileceğini gösteriyor. Hem savcılık hem de emniyet kaynakları, dosyanın çok yönlü olduğunu ve yeni isimlerin gündeme gelebileceğini belirtiyor.