Çoğumuz için bir tutku; tüm karşı koyma çabalarımızı yıkıp geçen bir idol adeta! Sütlüsü, bitteri, fıstıklısı, beyazı; herkesin kendine göre bir favorisi var. Kendisi bir psikolog edasıyla tüm travmalarımızda, bunalımlarımızda da çözümün ta kendisi. Kahvenin de en keyif veren eşlikçisi… Gördüğünüz gibi çikolata, hayatımızda aslında sandığımızdan da çok daha büyük bir yer kaplamakta. O yüzden size kötü bir haberim var; çikolatanın başı gerçekten belada!
Piyasayı yakından takip edenler için ani bir şok etkisi yaratmamış olabilir. Fakat sadece çikolatanın yiyen tarafındaysanız üzücü bir kötü haber almış olabilirsiniz. Evet, çikolata bir daha asla eskisi gibi olmayacak. Çünkü kakao mahsulleri günden güne ulaşılamaz bir boyuta geliyor. Haliyle fiyat artışı da onu kolay ulaşılmaz bir boyuta getiriyor. İkinci kötü haber de şu… Bu olayın muhtemelen geçici olmadığı ve sonsuza kadar bu durumun böyle devam edeceği…
Kakao maliyetlerindeki artış; geçtiğimiz hafta rekor seviyeyi görerek, ton başına 10 bin dolara ulaştı. Global olarak bakıldığında ise geride bıraktığımız yıla kıyasla neredeyse 3 kat fiyat artışı yaşandı. Kakao üretimi denildiğinde akla ilk gelen ülkelerden olan Fildişi Sahili ve Gana; kakao işlemeyi azaltmak, hatta bazı işletmelerinde tamamen durdurmak zorunda kaldı. Bunun sebebi de tabii ki fiyatı hızlı bir şekilde yükselişe geçen kakaoyu satın alamamaları… Dünya genelinde kakaonun yaklaşık %60’ına yakın bir oranını üstlenen bu iki ülkenin 3 yıl içerisinde düşen rekoltesi, tabii ki direkt olarak çikolata fiyatlarına da yansıdı.
FELAKETLER ÜSTÜSTE GELİYOR…
Küresel anlamda yaşadığımız iklim krizinden kakao da nasibini aldı. Özellikle son üç yıldır mahsullerde boy gösteren hastalıklar ve Batı Afrika’yı vuran kötü hava şartları nedeniyle işletmeler tedariklerini güvence altına almakta oldukça zorlanıyorlardı. Pek çok kakao üreticisi ise bu durumu iklim değişikliğine atfediyordu. Tüm bunlar yetmezmiş gibi şimdi de; Sahra’dan gelen şiddetli tozlu rüzgarlar bölgeyi vurdu. Bu rüzgarlar da Gana, Fildişi Sahili, Nijerya ve Kamerun’da kakao çekirdeği kabuklarının büyümesi için gereken güneş ışığını engelliyor.
UCUZ ÇİKOLATANIN ÖLÜMÜ GERÇEKLEŞİYOR
Bu durum tabii ki çikolata fiyatlarıyla da doğrudan orantılı. Çikolata, geçen yıla oranla %12,5 daha pahalıya satılıyor. Son aylarda ise bu artış istikrarlı bir şekilde devam ediyor. Bu artışın ana sebebi isen Fildişi Sahili’nin ihracatının üçte bir oranında azalması. Bölgede yer alan büyük kakao tesisleri, sipariş ettikleri kakaonun teslim edilememesi ve yüksek fiyatlardan çekirdek satın almaya güçlerinin yetmemesi nedeniyle işlemeye ara vermek hatta tamamen durdurmak zorunda kaldı. Uzmanlar, arzdaki ciddi düşüşü dengelemek için talebin de azaltılması gerektiğini belirtiyor. Fakat konu çikolata olduğundan tahmin edersiniz ki bu oldukça zor!
TRANSCAO KAPANMANIN EŞİĞİNDE; BELKİ DE ÇOKTAN KAPANDI…
Dünyadaki kakao krizi tüm hızıyla devam ederken; Fildişi Sahili’ndeki dokuz büyük kakao işleme tesisinden biri olan devlet kontrolündeki Transcao, yüksek maliyetler sebebiyle kakao çekirdeği alımını durdurduğunu açıkladı. Açıklamanın devamını merak edenler olacaktır ama maalesef ki açıklama sadece bu kadar!
Gana’da ise durum pek farklı değil. Çünkü devlete ait bir üretim tesisi olan Cocoa Processing Company (CPC) ve diğer tesislerinde, sezon başlangıcı olan ekimden bu yana üretime pek çok kez haftalarca ara verildiği de görüldü.
Uluslararası Kakao Örgütü (ICCO) ise işleyicilerin ve çikolata firmalarının, sezon sonunda son 45 yılın en düşük seviyesine düşebilecek kakao stoklarından yararlanarak maliyet karşılamaya çalışacaklarına inanıyor.
ÇİKOLATA KITLIĞI KAPIDA!
Bazı çikolata endüstrisi uzmanları, kıtlığın; aynı zamanda kakao endüstrisinde çocuk işçiliği, kakao çiftçilerine düşük ücret ve yasa dışı madencilik uygulamaları gibi sürdürülemez yetiştirme yöntemleri gibi yaygın olan sömürüden de kaynaklandığına inanıyor.
Londra merkezli çikolata markası Lucocoa‘nın kurucusu Amarachi Clarke, The Guardian’a yaptığı açıklamada; “Bunlar tamamen birbiriyle bağlantılı konular. Bir çiftçiye gerektiği gibi ödeme yapmazsanız; toprağa yatırım yaparak, yeni ürünler ekerek veya bitkilerinin bakımını yaparak iklim değişikliğine yanıt veremezsiniz ve aynı zamanda köle ve çocuk işçiliğine de maruz kalırsınız.”
University College London’da Batı Afrika’daki kakao yetiştirme koşullarını araştıran Dr. Michael Odijie ise, endüstrinin çikolata fiyatlarını düşük tutmaya odaklanmasının tarihsel olarak uzun vadeli sömürüyü teşvik ettiğini söyledi.
GÖZLER İLK OLARAK BELÇİKA’YA ÇEVRİLİYOR
Ve gözler dünyanın en ünlü çikolatalarına imza atan Belçika’ya çevriliyor. Belçika çikolatası; çeşitli aroma ve dolgu içeren ‘pralin’ türüyle de dikkatleri çekiyor.
Bölgeyi ziyaret etme şansınız olduysa siz de fark etmişsinizdir. Büyük çikolata üreticilerinin yanı sıra ülkede çok sayıda el yapımı ve kaliteli ürün satan butik çikolata dükkanı da bulunuyor. Bu kadar geniş çaplı bir yapı; yaklaşık 9 bin kişiye de istihdam sağlıyor. Belçika’da çikolata sektörünün yıllık cirosu ise 6 milyar euroyu aşıyor.
YENİ DİKİLEN KAKAO AĞACINDAN 5 YIL SONRA VERİM ALINIYOR
Kakao ağaçlarının bakımları da geçmiş yıllara kıyaslarsak, artık pek kolay yapılmıyor. Enerji krizinden bu yana, gübre başta olmak üzere makine ve tarım ilaçlarının maliyeti insanlara fazla geliyor. Yani çiftçilerin ağaçlarına yeterince bakacak kaynakları oldukça sınırlı; hatta yok bile denebilir. Zaten kakao üretiminin pek hızlı işleyen bir süreç olduğu söylenemez. Yeni dikilen bir kakao ağacından neredeyse 5 – 6 yıl sonra verim alınabiliyor.
Callebaut konu ile ilgili olarak; “ Kakaonun oldukça uzun bir tedarik zinciri var. Üreticiler alımlarını uzun vadeli yapıyor. Kakaoda karmaşık bir tedarik zinciriyle karşılaşıyoruz. Ve bir sonraki sezonda üretimin iyi olup olmayacağını tahmin etmek gerçekten çok zor.” şeklinde konuşuyor.
Callebaut; “100 gramlık %85 oranındaki bitter çikolatada kakao içeriği %85, şeker içeriği de %15 seviyesinde. Bunu, iyi bir mağazadan satın aldığınız pralinli bir kutu Belçika çikolatasıyla karşılaştırırsınız durum farklı olur. Belçika çikolatalarındaki dolgu malzemelerinde krema, tereyağı, kuruyemiş ve meyve gibi içerikler de bulunuyor.” diyor.
Sonuç olarak; evet, çikolatanın başı gerçekten belada! Ucuz çikolata devri de resmi olarak kapanıyor. Hatta kapandı bile. Peki biz ne yapabiliriz? Gerçekten zor olsa da, talebi azaltmak şimdilik elimizden gelen tek şey.
Sürdürülebilirlik konularından minik ama etkili adımlarla başlayabiliriz işe. Gastronomi trendlerinin alt akıntılarından biri de gezegen sahip çıkma yönündeki kolektif arzumuz.
Kakaoya olan talebin ormanları yok ettiği açıkça ortada. Alternatif çikolatalara “Merhaba!” demenin zamanı da geliyor gördüğünüz gibi… Bu yeni nesil alternatif çikolata, kakao kullanılmadan yapılıyor. İlk örneği ise ABD merkezli Voyage Foods’tan geldi. Marka çikolatasını yapmak için üzüm çekirdeği, ayçiçeği protein unu ve ayçiçeği lesitini gibi malzemeleri kullanıyor. Birleşik Krallık’ta ise WNWN Food Labs, kakao çekirdeklerini tahıllar ve baklagiller gibi malzemelerle değiştiriyor…