Yapay zekâ eğitimin merkezine yerleşti ancak öğrenciler bu dönüşümden her zaman memnun değil. ABD’de bir öğrenci, profesörünün ChatGPT kullanarak hazırladığı ders içeriklerini fark edince öğrenim ücretinin iadesini istedi. Bu olay, üniversitelerde yapay zekânın öğretim sürecindeki rolüyle ilgili derin bir tartışmayı yeniden alevlendirdi.
Dijital Notlarda Gizlenen Komutlar
Northeastern Üniversitesi’nde son sınıf öğrencisi olan Ella Stapleton, liderlik modelleri üzerine verilen bir derste, profesörün yüklediği materyalleri incelerken dikkat çekici bir detay fark etti. Notların ortasında yer alan “Tüm alanları genişletin. Daha ayrıntılı ve spesifik olun” ifadesi, doğrudan ChatGPT’ye verilmiş bir komut gibiydi. Liste hâlinde sıralanmış liderlik özellikleri ve genelgeçer tanımlar, metnin bir yapay zekâ aracıyla hazırlandığını düşündürüyordu.
Detaylı bir inceleme yapan Stapleton, ders slaytlarında bozuk ifadeler, çarpıtılmış görseller ve yaygın yazım hataları tespit etti. Bu bulgular üzerine, eğitimin kalitesiyle ilgili ciddi şüpheler duyduğunu belirten öğrenci, üniversite yönetimine resmi bir şikâyet sundu.
Çifte Standart Suçlaması
Stapleton’ın tepkisinin altında sadece içerik kalitesi değil, aynı zamanda ilkesel bir mesele yatıyordu. Ders müfredatında, izinsiz yapay zekâ kullanımı “akademik etik dışı” olarak tanımlanmıştı. Öğrencilerden bu kurallara uymaları beklenirken, öğretim görevlisinin kendisinin ChatGPT kullanması büyük bir çelişki yarattı.
Bu çelişkiyi gündeme taşıyan Stapleton, o derse ödediği 8 bin dolardan fazla ücreti geri talep etti. Talebi reddedilse de olay büyük yankı uyandırdı.
Öğrencilerden Geri Dönüş
Geçmişte okullar, öğrencilerin yapay zekâ ile ödev hazırlamasını yasaklarken; bugün roller tersine dönmüş durumda. Pek çok öğrenci, artık öğretim üyelerinin ChatGPT’ye olan aşırı bağımlılığından şikâyet ediyor. Rate My Professors gibi platformlarda bu durum sıkça dile getiriliyor. Bazı öğrenciler, sunumlarda sıkça rastlanan kalıplaşmış terimleri tarayarak içeriğin bir yapay zekâ aracıyla yazılıp yazılmadığını sorguluyor.
Eğitmenlerin Savunması: Yardımcı Asistan
Öğretim üyeleri ise kendilerini savunurken yapay zekânın, yoğun iş yükü altında öğretim sürecini kolaylaştırdığını söylüyor. ChatGPT gibi araçların, zaman kazandıran birer yardımcıya dönüştüğünü belirten eğitmenler, bu teknolojileri “otomatik öğretim asistanı” olarak tanımlıyor. Örneğin Harvard Üniversitesi’nde bilgisayar bilimleri profesörü David Malan, derslerine özel bir sohbet botu entegre ederek öğrencilerin bire bir desteğe olan ihtiyacını azalttığını aktarıyor.
Giderek Yaygınlaşan Bir Uygulama
Tyton Partners’ın yürüttüğü bir araştırmaya göre, 2024 yılında üniversite hocalarının yüzde 35’i yapay zekâ araçlarını aktif olarak kullandıklarını belirtti. Bu oran bir önceki yılın neredeyse iki katı. OpenAI ve Anthropic gibi firmalar da, üniversiteler için özelleştirilmiş sürümler geliştirerek bu süreci hızlandırıyor.
Notlama Sürecinde Yapay Zeka
Ancak eleştiriler sadece ders materyaliyle sınırlı değil. Southern New Hampshire Üniversitesi’nde bir öğrenci, üç sayfalık bir antropoloji ödevine yüksek not aldıktan sonra, öğretmenin ChatGPT ile yaptığı değerlendirme notlarının platforma yanlışlıkla yüklendiğini gördü. Bu durum, öğrencinin kendi emeğinin gerçekten değerlendirildiğine dair inancını sarstı.
Etik Sınırlar Belirsiz
Ohio Üniversitesi’nden Paul Shovlin, bu gelişmelerin yapay zekâ ile etik sınırlar arasında denge kurma ihtiyacını doğurduğunu vurguluyor. Ona göre, öğrenciler yapay zekâ araçlarını iş yaşamlarında da kullanacakları için bu araçlarla birlikte “etik bir pusula” da geliştirmeleri şart.
Southern New Hampshire Üniversitesi’nin politika belgelerinde, öğretim üyelerine açık bir şekilde yapay zekâ araçlarının “insan temelli geri bildirimin yerine geçemeyeceği” bildiriliyor.
Sistemsel Etkiler
Ancak bu teknolojik dönüşüm, akademik kariyerin yapı taşlarını da etkiliyor. Washington Üniversitesi’nden Katy Pearce, asistanlık pozisyonlarının yerini yavaş yavaş yapay zekâ destekli botlara bıraktığını belirtiyor. Bu da yükseköğretimde yapısal değişimlerin habercisi olabilir.
Ders Gibi Bir Olay
Stapleton’ın başvurusu reddedilse de, Northeastern Üniversitesi yaşananların ardından bir yapay zekâ politikası yayımladı. Artık öğretim üyelerinin bu araçları kullanırken atıf yapması ve içerikleri doğruluk açısından gözden geçirmesi gerekiyor. Olayın merkezindeki profesör Rick Arrowood ise, yaşananları bir “öğrenme deneyimi” olarak gördüğünü ve “keşke daha dikkatli olsaydım” dediğini belirtti.
Kaynak: NYT