Fransız fotoğrafçı Michel Kharoubi, Paris sokaklarını sıradan bir fon değil, gerçek bir kentsel opera sahnesi olarak değerlendiriyor. Kharoubi, en iyi telefon fotoğrafını babasını ziyaret etmek için gittiği tıp merkezinden dönerken, Paris’in Les Olympiades bölgesinde çekti.
Özel bir konumun önemli olmadığını belirten Kharoubi, asıl amacının belirli bir yer anlatmaktan ziyade zamansız ve ikonik anlar yakalamak olduğunu vurguluyor.
“Şehir Bir Sahne, Yoldan Geçenler Başrol Oyuncusu”
Klasik sokak fotoğrafçılığı yapmadığını dile getiren Kharoubi, çekim sürecini şöyle anlatıyor:
“Bir duvarın önüne geçip doğru karakterlerin geçmesini bekledim.”
Ona göre şehir, sürekli değişen bir sahne; insanlar ise bilinçsizce bu sahnede rol alıyor.
Fotoğrafın başarısının, tam doğru anda seçilen bir gerçeklik kesitine dayanması gerektiğini savunan sanatçı, bu süreci adeta bir yönetmenin sahne planı gibi tasarlıyor.
Post-Prodüksiyon: Hikâyeyi Yönlendiren Dokunuş
Çekim sonrası düzenlemeye büyük önem veren Michel Kharoubi, fotoğrafın duygusunu güçlendirmenin, hangi öğelerin öne çıkarılacağına karar vermekten geçtiğini söylüyor:
“Kompozisyon temel unsurdur. Gerçeklikten seçilen bu küçük parça, anlatının temelini oluşturur. Ardından düzenleme süreciyle hangi detayları vurgulayıp dramatize edeceğime karar veriyorum.”
Bu yaklaşım, her bir fotoğraf karesini sıradan bir görüntü olmaktan çıkarıp derinlikli bir hikâyeye dönüştürüyor.
“Önemli Olan Gözümüz ve Anlattığımız Hikâye”
Kullandığı cihazın önemini ikinci plana atan Kharoubi, asıl meselenin dünyayı nasıl gördüğümüz ve anlattığımız hikâye olduğunu vurguluyor:
“İster bir akıllı telefonla ister başka bir cihazla çekilsin, önemli olan araç değil, bakış açımızdır.”
Michel Kharoubi’nin eserlerinde izleyiciyi yakalayan şey, kullanılan teknoloji değil, şehir hayatına kattığı duygusal derinlik ve sanatsal bakış açısı oluyor.