İsrail ordusu, cuma sabahı erken saatlerde İran’ın askeri ve nükleer altyapısına yönelik büyük çaplı bir saldırı düzenledi. Tahran çevresindeki üsler, generallerin yaşadığı yerleşkeler ve nükleer tesisler hedef alındı. İran devlet medyası saldırılarda iki nükleer bilim insanı ile birlikte üst düzey Devrim Muhafızları komutanlarının da hayatını kaybettiğini duyurdu.
New York Times’ın sahadaki kaynaklarına ve yetkililere dayandırdığı kapsamlı analiz, bu saldırının yalnızca İsrail-İran geriliminin yeni bir aşaması değil, aynı zamanda bölgeyi topyekûn bir savaşa sürükleyebilecek sonuçlar doğurabileceğini ortaya koyuyor.
İran’da Neler Oldu?
İranlı yetkililere göre saldırılar Tahran çevresindeki altı askeri üs ile birlikte, İran Devrim Muhafızları’na ait iki yüksek güvenlikli yerleşkede bulunan konutları hedef aldı. Aynı zamanda İsfahan, Arak ve Kirmanşah gibi stratejik öneme sahip şehirlerde de patlama sesleri duyuldu.
Saldırılardan sonra İran hava sahası sivil uçuşlara kapatıldı. Tahran’daki yerel gözlemciler, özellikle Şehrek Şehid Mahalati adlı üst düzey askeri yerleşkenin doğrudan hedef alındığını ve üç konut binasının tamamen yıkıldığını belirtti.
Ölenler Arasında Kimler Var?
İran devlet televizyonu, saldırılarda ülkenin önde gelen iki nükleer bilim insanı olan Muhammed Mehdi Tehrançi ve Fereydun Abbasi’nin hayatını kaybettiğini doğruladı. Ayrıca İran Devrim Muhafızları Komutanı General Hüseyin Selami ve İran Genelkurmay Başkan Yardımcısı General Gulamali Raşid’in de öldüğü bildirildi.
Bu gelişme, İsrail’in bireysel suikast stratejisinden çıkarak, İran’ın kritik kadrolarını aynı anda hedef alan bir “çoklu öldürme” doktrinine geçtiği yorumlarına yol açtı. İran devlet ajansı IRNA, saldırılarda en az bir düzine sivilin de hayatını kaybettiğini duyurdu.
İsrail Bu Saldırıyı Neden Gerçekleştirdi?
İsrail yetkilileri, saldırının “önleyici” nitelikte olduğunu belirtiyor. Ancak şu ana kadar İran’ın yakın vadede İsrail’e saldırı planladığına dair herhangi bir somut delil sunulmadı. İsrail ordusu yaptığı açıklamada, “İran rejiminin İsrail’e yönelik süregelen saldırganlığına karşılık” hareket ettiklerini ve bunun yalnızca “ilk aşama” olduğunu duyurdu.
İsrail istihbaratı, İran’ın gizli bir nükleer silah üretim programını ilerlettiğini ve “birkaç gün içinde 15 bomba üretmeye yetecek malzeme stoğuna sahip olduğunu” iddia etti.
Başbakan Binyamin Netanyahu, yayımladığı video açıklamada İran’ın nükleer programını “İsrail’in varoluşuna yönelik açık bir tehdit” olarak tanımladı.
ABD Saldırıya Dahil mi?
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, yaptığı açıklamada ABD’nin saldırıya herhangi bir şekilde katılmadığını vurguladı. Ancak İsrail’in eylemlerle ilgili ABD’yi önceden bilgilendirdiği belirtildi.
Rubio ayrıca, İran’ı bölgede konuşlu ABD personeline karşı misilleme yapmaması konusunda uyardı:
“Açık konuşayım: İran, Amerikan çıkarlarını ya da personelini hedef almamalı.”
Saldırı öncesi ABD, Irak’taki diplomatik personelini tahliye etti ve Orta Doğu’daki üslerde bulunan asker ailelerine gönüllü ayrılma izni verdi. ABD’nin bölgede yaklaşık 40 bin asker bulundurduğu ve Carl Vinson uçak gemisinin hâlihazırda Arap Denizi’nde görev yaptığı biliniyor.
Nükleer Görüşmeler Ne Durumda?
Taraflar, İran’ın uranyum zenginleştirme hakkı ve nükleer silah kapasitesi konusunda çıkmazdayken, Umman’da altıncı tur görüşmeler yapılması planlanıyordu. Ancak saldırı sonrası bu görüşmenin iptal edilip edilmeyeceği belirsizliğini koruyor.
Başkan Donald Trump, İsrail’in saldırısı öncesinde yaptığı açıklamalarda bu tür bir eylemin diplomatik süreci baltalayabileceğini söylemişti:
“Bence bu işi mahveder. İşe yarayabilir de, mahvedebilir de.”
Trump ayrıca İran’ın müzakere masasında zaman kazanmaya çalıştığını savunarak, bir anlaşmanın giderek imkânsızlaştığını belirtti.