İngiltere’nin en büyük kültürel etkinliklerinden biri olan Notting Hill Karnavalı, bu yıl bambaşka bir tartışmanın odağında: Metropolitan Polisi, etkinlikte canlı yüz tanıma (LFR) teknolojisi kullanma kararı aldı. Ancak bu karar, aralarında Liberty, Big Brother Watch, Human Rights Watch, Runnymede Trust gibi önde gelen insan hakları örgütlerinin de bulunduğu 11 kurum tarafından sert bir dille eleştirildi.
Grup, Met Komiseri Mark Rowley’e hitaben yazdıkları mektupta, bu teknolojinin özellikle siyah ve etnik azınlıklar üzerinde hatalı sonuçlar ürettiğini, karnavalın ise tam da bu toplulukları kutlamak için düzenlendiğini vurguladı. Mektupta, “Bu karar, devlete ait gücün kötüye kullanımı ve ırkçı polis pratikleri endişelerini derinleştirecektir” ifadeleri yer aldı.
Daha Önce Yanlışlıkla Gözaltına Alınan Bir Gönüllü: “Bu Teknoloji, Steroidli Üst Araması”
Polisin bu kararına karşı açılan bir hukuk davası da bulunuyor. Shaun Thompson adlı siyahi bir İngiliz vatandaş, gönüllü olarak katıldığı bir gençlik etkinliği sonrası, yüz tanıma sistemi tarafından yanlış bir suçlu olarak işaretlendi ve yarım saat boyunca gözaltında tutuldu.
Thompson, yaşadığı bu durumu “steroidli durdur ve ara uygulaması” olarak tanımladı. Kendisi şu anda Met’in yüz tanıma kararına karşı açılmış bir yüksek mahkeme davasının baş davacısı.
Bilimsel Bulgular Endişe Verici: “Siyah Kadınlarda Hata Oranı %35”
Yüz tanıma sistemlerinin farklı ırk ve cinsiyet gruplarında nasıl performans gösterdiği üzerine yapılan araştırmalar, bu kaygıları destekler nitelikte. National Physical Laboratory tarafından hazırlanan bağımsız bir raporda, Met’in kullandığı NeoFace adlı sistemin, belirli ayarlarda çalıştırıldığında siyah erkek ve kadınlarda sistematik olarak daha fazla hata yaptığı belirtildi.
Benzer şekilde, MIT Media Lab tarafından 2018’de yapılan bir araştırma da, yazılımın koyu tenli kadınlarda %21 ila %35 hata oranı ile çalıştığını ortaya koydu. Buna karşın açık tenli erkeklerde hata oranı %1’in altında kaldı.
Polis Ne Diyor? “Sadece Dış Alanlarda Kullanacağız”
Metropolitan Polisi ise, söz konusu teknolojiyi yalnızca karnavalın giriş ve çıkış noktalarında kullanacağını ve sistemin herhangi bir ırk ya da cinsiyet ayrımına neden olmayacak şekilde ayarlandığını iddia ediyor.
Matt Ward, karnaval operasyonundan sorumlu Met Emniyet Müdür Yardımcısı olarak yaptığı açıklamada, şu ifadeleri kullandı:
“Bu teknolojiyi yalnızca ciddi suçlardan aranan kişileri belirlemek ve halkın güvenliğini sağlamak için kullanıyoruz. Hedefimiz suçlular, topluluğun kendisi değil.”
Ancak insan hakları grupları bu açıklamaları yeterli bulmuyor. Özellikle, polisin bu sistemleri kendi kendine denetlemesi, yani herhangi bir bağımsız mekanizma olmadan kullanması, ciddi bir şeffaflık ve hesap verebilirlik sorunu olarak görülüyor.
Daha Önce Bilet Satıcılarına Karşı Kullanıldı
LFR teknolojisinin daha önce Galler’de bilet simsarlığı yapan kişilere karşı kullanıldığı da ortaya çıktı. Bu örnek, teknolojinin sadece ciddi suçlular değil, görece önemsiz suçlar için bile kullanılabileceğini gösteriyor.
Toplamda, Met’in açıklamasına göre, LFR sistemleri 2024 başından bu yana 1.000’den fazla tutuklama ile sonuçlandı. Bunlar arasında cinsel suçlar, aile içi şiddet, bıçaklı saldırılar ve soygunlar yer alıyor.
Etkinliğe 7.000 Polis Görevlendirildi
Karnaval boyunca her gün yaklaşık 7.000 polis ve görevli personel sahada olacak. Yüz tanıma kameralarının yanı sıra, yoğun giriş noktalarında güvenlik tarama kemerleri de kurulacak. Arama yetkileri ise aktif olarak kullanılacak.
Etkinliğin bazı politikacılar tarafından Hyde Park’a taşınması veya biletli hale getirilmesi öneriliyor. Gerekçe ise güvenlik riskleri ve dar sokaklardaki kalabalık sıkışmaları.
İçişleri Bakanı’ndan Yeni Yasal Çerçeve Vaadi
İngiltere İçişleri Bakanı Yvette Cooper, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, yüz tanıma teknolojisinin kullanımına ilişkin yeni bir yasal çerçeve hazırlanacağını duyurdu.
“Bu teknoloji, yalnızca cinsel saldırganlar ve ciddi suçlardan aranan kişileri tespit etmek için hedefli bir şekilde kullanılacak,” diyen Cooper, kamu güvenliğini korumakla bireysel özgürlükleri dengelemenin önemine dikkat çekti.