Netflix’in 1 Ağustos’ta yayınladığı yeni romantik komedi filmi Oxford Aşkım (My Oxford Year), kısa sürede platformun en popüler yapımları arasına girerken, aynı zamanda yoğun eleştirilerin de hedefi oldu. Başrollerini Sofia Carson ve Corey Mylchreest’in paylaştığı film, Julia Whelan’ın çok satan romanından uyarlandı.
Film, Oxford Üniversitesi’nde eğitim gören hırslı Amerikalı bir öğrenci olan Anna’nın, tanıştığı çekici Britanyalı bir adamla yaşadığı aşkı konu alıyor. Ancak hikâyedeki bu “çekici Britanyalı” karakterin, Anna’nın üniversitedeki hocası olduğunun ortaya çıkması sosyal medyada hararetli tartışmalara neden oldu.
“Öğrenci-Öğretmen İlişkilerini Romantize Etmeyi Bırakın”
Oxford’da doktora eğitimi gören Kaelyn Grace Apple, TikTok üzerinden paylaştığı bir videoda filmi izlemeyeceğini ve boykot edeceğini açıkladı. “Öğrenci-öğretim üyesi ilişkilerini romantize etmeyi bırakın” başlıklı paylaşımında Apple, kendi yaşadığı travmatik bir deneyimi anlatarak şunları söyledi:
“2019’da bana ders veren bir hocam tarafından cinsel tacize uğradım. Öğrenci-öğretmen ilişkisinin beyazperdede bir aşk hikayesi olarak sunulmasını desteklemiyorum, sizin de desteklememeniz gerektiğini düşünüyorum.”
Apple, romanın yayımlandığı 2017’de öğretim üyelerinin öğrencileriyle romantik ilişki yaşayabildiğini, ancak kendi mücadelesi ve benzer aktivizm hareketleri sayesinde bu politikanın değiştiğini belirtti.
Rıza ve Güç İlişkisi Tartışması
Apple, ilişkilerdeki rıza konusuna özellikle dikkat çekti:
“Rıza, öğrencinin ilişkiye devam etmek istemediği ana kadar geçerlidir. Karşısındaki kişi onun hocasıysa; notlarından, eğitiminden, itibarı ve geleceğinden sorumlu olur. Bu da öğrencinin üzerinde büyük bir güç dengesizliği yaratır.”
Apple’a göre, kitaplar, filmler ve diziler bu tür ilişkileri romantize ettiğinde öğrenciler sömürü riskiyle karşı karşıya kalabiliyor. Bu nedenle “Oxford Aşkım’ı izlemeyeceğim ve izleyip izlememeyi yeniden değerlendirmenizi öneririm” diyerek boykot çağrısında bulundu.
Kitaptan Tepki Çeken Alıntı
Apple, ayrıca romandan alınan ve erkek başkarakter Jamie’ye ait şu ifadeye dikkat çekti:
“Bazılarının aksine Britanya, iki yetişkinin cinsel ilişkileri söz konusu olduğunda Püriten bir ülke değil.”
Apple, bu sözlerin ilişkiyi meşrulaştırmaya çalıştığını ve bunun yanlış bir mesaj verdiğini savundu.
Sofia Carson’dan Savunma
Filmde hem başrol hem de yapımcı olarak yer alan Sofia Carson, CBS Mornings programına katılarak projeye olan bağlılığını dile getirdi. Carson, “Her zaman aşk hikayelerine çekilmişimdir; özellikle de Bulunduğumuz Yol ve Aşk Hikayesi gibi zamansız klasiklere. Bu neslin böyle bir hikayesi yoktu” dedi.
Ayrıca, “Anna’yla Jamie’nin aşkı çok güzel, çok etkileyici ve klasik bir havası var. Böyle bir projenin parçası olmak her zaman onurdur” diyerek filmi savundu.
İzlenme Rekorları Kırdı
Tartışmalara rağmen Oxford Aşkım, Netflix’te yayınlandığı ilk haftada büyük bir izlenme başarısı elde etti. Film, 24,6 milyon izlenme ile platformun en popüler üçüncü filmi oldu ve 34 ülkede izlenme listesinin zirvesine yerleşti.
Bu durum, filmin hem yoğun bir şekilde eleştirilmesine hem de geniş bir izleyici kitlesi tarafından ilgiyle takip edilmesine yol açtı. Eleştirmenler, yapımın “eşitsiz güç ilişkilerini” sorgulamadan romantik bir bağlamda sunmasının etik açıdan sorunlu olduğunu belirtirken, bazı izleyiciler de “hikayenin sanatsal özgürlük” kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini savunuyor.
Sanatta Etik Sınırlar Tartışması
Oxford Aşkım tartışması, sinema ve edebiyatta etik sınırların nerede başlayıp nerede bittiği konusunu yeniden gündeme getirdi. Özellikle güç dengesizliği içeren romantik ilişkilerin popüler kültürde nasıl işlendiği, hem akademisyenler hem de izleyiciler arasında farklı görüşlere neden oluyor.
Bazı uzmanlar, bu tür hikayelerin gerçek hayatta yaşanan sömürü vakalarını normalleştirme riski taşıdığını söylerken, diğerleri ise kurmaca eserlerde farklı dinamiklerin işlenmesinin yaratıcı ifade özgürlüğü olduğunu savunuyor.
Sonuç: İzleyici Kararı Belirleyici Olacak
Tüm bu tartışmaların ortasında, Oxford Aşkım hem Netflix’te başarıyla izlenmeye devam ediyor hem de sosyal medyada hararetli şekilde tartışılıyor. Boykot çağrılarına uyan da var, filmi merak edip izleyen de. Görünen o ki, yapımın uzun süre hem popüler kültür hem de etik tartışmalarının odağında kalması kaçınılmaz.