Yeni albümü “Eusexua” ile sahnelere adeta bir rönesans edasıyla dönen FKA Twigs, bedenin, hafızanın ve direnişin sanatsal bir kutlamasını sunuyor. Netflix’teki canlı performans kaydıyla birlikte yayımlanan bu proje, sadece bir albüm değil; aynı zamanda modern kadın olmanın sancılarına, dijital çağın yaralarına ve iyileşmenin dans pistinde bulunabileceğine dair büyüleyici bir anlatı.
Kırılganlıkla Kurulan Güç
Twigs’in “Ben hâlâ dışarıdayım” cümlesi, sadece müzik endüstrisinin değil, toplumun da marjinalleştirdiği kadın sanatçıların kolektif hikâyesini özetliyor. FKA Twigs, bu kez sığınmak yerine içinden geçtiği fırtınaları sahneye taşıyor. “Keep It, Hold It” parçasında geçmişte yaşadığı istismarın izlerini hissettirirken, bugün artık kendi ışığını koruma kararlılığını yansıtıyor. Albüm boyunca hem yumuşak hem tehditkâr olan vokal tonlarıyla bu ışığı her an seyircinin gözlerinin önünde yeniden yakıyor.
“Hizmet” Etmeyen Bir Bedenin Dansı
Cellophane performansından bu yana Twigs’in pole dansı yalnızca estetik bir unsur değil, bir anlatı biçimi. “Ben ne zaman hizmet edeceğime, ne zaman etmeyeceğime kendim karar veririm,” diyen sanatçı, bedenin cinselliğini erkek bakışının dışında konumlandırıyor. Netflix sahnesinde yer alan o büyüleyici koreografiler, bir kadının hem kendini ifade edebileceği hem de kendi arzularını merkezine koyabileceği bir alanın nasıl yaratılabileceğini gösteriyor.
Sosyal Medyada Sansür, Sanatta Radikal Özgürlük
Calvin Klein reklamı üzerinden yaşadığı sansür süreciyle birlikte, FKA Twigs’in beden politikaları daha görünür hale geldi. Ona göre mesele sadece bir kıyafet değil; bir sanatçının kendi bedenini temsil edebilme özgürlüğü. Bu özgürlük alanı, “Eusexua” performansının tamamına sinmiş durumda. Tüm parçalar, yalnızca duyulmak için değil, hissedilmek için var. Her şarkı, her dans figürü, Twigs’in hem bireysel hem kolektif hafızayla kurduğu ilişkiye birer gönderme.
Dijital Sessizlik ve Fiziksel Yankılar
Twigs, dijital çağın hızlı tüketilen yıldızlarından değil. TikTok estetiği ve viral başarı formüllerinin dışında duran bir üretim modeli var. Ona göre “gerçek sanatçıların orijinal kalması zorlaştı” ve bu tespit Netflix performansına doğrudan yansıyor. Göz yaşartıcı samimiyetiyle sahnede ağladığında, bu bir gösteri değil; sahicilik. Twigs’in dediği gibi: “Gerçekten üzülmediğin halde sahnede dans ediyorsan, işte o zaman canın yanar.”
“Eusexua”: İyileşmenin Dans Pistinde Arandığı Bir Albüm
Albümdeki her parça, bir zamanlar bastırılmış duyguların şimdi göğsünü gere gere anlatıldığı bir zemine dönüşüyor. Eusexua, iyileşmeyi ritimle, tenle, sesle bulan bir kadının kişisel ama evrensel anlatısı. Twigs’in beden diliyle yazdığı bu manifestoya tanık olmak, hem ürkütücü hem de dönüştürücü bir deneyim sunuyor.