İsrail’in geçen hafta İran’a başlattığı geniş çaplı saldırı, sadece askeri kapasitesiyle değil, yıllar süren derin istihbarat yapılanmasıyla da dikkat çekti. Mossad’ın İran’ın merkezine kadar sızdığı, hatta Tahran’ın yanı başında bir drone üssü kurduğu ortaya çıktı. CNN, The New York Times ve The Wall Street Journal gibi kaynaklar, bu operasyonun arkasında film senaryolarını andıran bir istihbarat ağı olduğunu doğruluyor.
“Yükselen Aslan” Operasyonu: Sızmanın Anatomisi
İsrail’in “Yükselen Aslan” adını verdiği bu operasyonda, İran’ın nükleer altyapısı, hava savunma sistemleri ve askeri komutanları eş zamanlı hedef alındı. Ancak saldırının başarısı sadece askeri mühimmata değil, öncesinde kurulan yerli istihbarat sistemlerine dayanıyor.
İranlı kaynaklara göre, Mossad, Tahran’a yıllar içinde teknoloji, drone, silah ve eğitimli ajanlar sokmayı başardı. Hatta bu sızma o kadar derinleşti ki, İsrail ajanlarının komutanların hangi saatte hangi odada bulunduğunu dahi bildiği ifade edildi.
Drone Üssü Tahran’ın Dibine Kuruldu
Operasyonun en kritik ayağı, başkent Tahran’a çok yakın bir noktada kurulan gizli drone üssü oldu. The New York Times’a göre, saldırı günü bu üsten kalkan drone’lar, İran’ın hava savunma sistemlerini hedef alarak adeta felç etti. Sistemlerin henüz aktive edilmemiş olması, saldırının zamana duyarlı, istihbaratla yönlendirilen bir darbe olduğunu gösteriyor.
CNN International, İsrail’in bu kadar hassas bilgileri kullanabilmesini, “İstihbarat tarihinin en derin operasyonlarından biri” olarak tanımladı.
Bomba Kuryeleri: Paketlerle Sızdırılan Teçhizat
The Wall Street Journal’ın iddiasına göre İsrail, aylarca İran’a bomba yüklü drone parçalarını çantalar, kamyonlar ve konteynerler aracılığıyla soktu. Bazı durumlarda kargo partnerlerine bile içerik bilgisi verilmedi. Ülke içindeki ajanlar, bu ekipmanları aldı ve eğitimli personellere ulaştırdı.
İsrailli ajanlar tarafından İran dışına çıkarılan bu “lider operatörler” eğitimlerini tamamladıktan sonra ülkeye dönerek kendi ekiplerini eğitti. Bu ekipler arasında rejime muhalif İranlılar da yer aldı.
Nokta Atışı: Hedefler Evlerinin İçinde Vuruldu
Saldırının ne denli planlı olduğunu gösteren bir diğer unsur, vurulan hedeflerin tamamının evlerinde yakalanmasıydı. Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami, Genelkurmay Başkanı Bakıri, Hava Kuvvetleri Komutanı Emir Ali Hacızade gibi isimler evlerinde hangi odada olacaklarsa orada hedef alındı. Bu, Mossad’ın sadece dış yüzey bilgileri değil, iç güvenlik protokollerini de çözdüğünü ortaya koyuyor.
İran İçeriden Çözüldü: İstihbarat Rezaleti
New York Times’a konuşan İranlı yetkililer, operasyondan hiçbir resmi bilginin sızmadığını, hatta saldırı başladığında sirenlerin bile çalmadığını söyledi. İranlı gazeteci Arash Azizi, saldırı haberi duyulduğunda arkadaşlarının henüz uykuda olduğunu aktardı.
Tüm bunlar, İran’ın en üst düzey savunma isimlerinin dahi korunaklı bölgelerde değil, evlerinde olmasıyla birleşince, ulusal güvenliğin tamamen çöktüğünü gösterdi.
Bölgesel Zayıflık İsrail’in Elini Güçlendirdi
İsrail operasyonunun zamanlaması da tesadüf değildi. Hamas ve Hizbullah, Gazze ve Lübnan’daki çatışmalar nedeniyle yıpranmıştı. Yemen’de Husiler geri çekilmiş, Suriye’de ise Esad rejimi zayıflamıştı. Moskova’nın Ukrayna Savaşı’na odaklanması ise, Rusya’nın Tahran’a destek kapasitesini sınırladı.
Tel Aviv, bu denklemde İran’a yapılacak bir saldırının yalnız kalmayla sonuçlanacağını önceden hesapladı.
Mossad’ın Uzun Süredir İş Başında Olduğu Biliniyordu
Bu saldırı, İsrail’in İran’daki ilk derin operasyonu değil. 2020’de nükleer bilim insanı Mohsen Fakhrizadeh suikastı, 2024’te İsmail Haniye’nin Tahran’daki konukevinde bombayla öldürülmesi ve Hizbullah’a yönelik gizli patlayıcı operasyonları, bu yapıların adım adım inşa edildiğini göstermişti.