Microsoft, İsrail’in Gazze’deki askeri operasyonlarına sağladığı yapay zeka ve bulut bilişim desteği nedeniyle çalışanlarının büyüyen tepkisiyle karşı karşıya. Şirket içinde artan protestolar, büyük bir kırılma noktasına doğru ilerliyor.
Yıldönümü Etkinliğinde Protestolar
4 Nisan’da Microsoft’un 50. yıl kutlamalarında yaşanan olaylar, şirket içindeki huzursuzluğun açık bir göstergesi oldu. AI yöneticisi Mustafa Suleyman‘ın konuşması, çalışanlar Ibtihal Aboussad ve Vaniya Agrawal tarafından kesildi. İkili, birkaç gün içinde işten çıkarıldı. Daha önce, 20 Mart’ta Brad Smith ve eski CEO Steve Ballmer da Seattle’daki bir etkinlikte protesto edilmişti.
Protestocular, salonun duvarına “Microsoft powers genocide” (Microsoft soykırımı destekliyor) yazısını yansıtarak, şirketin İsrail ordusuna sunduğu teknolojik destekle ilgili tepkilerini gözler önüne serdi.
Artan İstifalar ve Rahatsızlık
Microsoft Redmond kampüsünde düzenlenen gösteriler ve işten çıkarmalar, içerideki memnuniyetsizliğin daha da büyümesine neden oldu. Eski yazılım mühendisi Hossam Nasr, ortamı “çok yakın bir kırılma noktası” olarak tanımladı.
İsrail’in Gazze’ye yönelik operasyonlarında ABD menşeli yapay zekâ teknolojisinin kullanımına dair haberlerin ardından, birçok çalışan şirkette kalmayı sorgulamaya başladı. Özellikle, şirketin İsrail ordusuna sağladığı Azure bulut çözümleri ve yapay zekâ hizmetleri, protestoların ana hedefi oldu.
İç İletişimde Sansür İddiaları
Microsoft iç iletişim platformu Viva Engage‘de, Filistinlilere yönelik destek mesajları sansüre uğrarken, İsrail yanlısı paylaşımlara müdahale edilmediği iddiaları dile getirildi. Bazı çalışanlar, Gazze’de yaşananları “etnik temizlik” olarak tanımladıkları için uyarıldı. 16 Kasım 2023’te ise Microsoft, tüm çalışanların erişebildiği genel mesaj kanalını tamamen kapattı.
“No Azure for Apartheid” Hareketi
Çalışanlar arasında yayılan en güçlü inisiyatiflerden biri “No Azure for Apartheid” oldu. Bu kampanya, Microsoft’un İsrail ordusuyla olan tüm AI ve bulut bilişim sözleşmelerinin iptal edilmesini ve şirketin İsrail hükümetiyle olan ilişkilerini şeffaflaştırmasını talep ediyor.
Çalışanlar ayrıca BDS (Boykot, Yatırımları Geri Çekme ve Yaptırımlar) hareketiyle iş birliği yaparak Microsoft’u boykot kampanyasına dahil etti.
İçerden Gelen İtiraflar
Eski yazılım mühendisi Ibtihal Aboussad, Microsoft’un İsrail ordusuyla olan bağları konusunda yaşadığı vicdani çatışmalar nedeniyle istifa etmeye karar verdiğini açıkladı. “Ürünlerimizin Gazze’de çocukları hedef almak için kullanıldığını öğrendiğimde artık burada çalışamayacağımı anladım,” diyen Aboussad, birkaç gün sonra işten çıkarıldı.
Yine Microsoft çalışanı Angela Yu, 30.000 kişiye gönderdiği e-postayla istifa ettiğini duyurdu ve “Microsoft’ta insanlık için iyi şeyler üretmek için çalıştım. Ancak artık işimizin İsrail’in etnik temizlik projesine hizmet ettiğini görmek vicdanımı yaralıyor,” ifadelerini kullandı.
Gazze Savaşı ve Microsoft’un Rolü
Dropsite ve AP gibi bağımsız haber kaynaklarının yayımladığı belgeler, teknoloji şirketleri arasında İsrail ordusuna hizmet sunma yarışını ortaya koydu. Microsoft’un, 2023’ten itibaren İsrail Savunma Bakanlığı’na büyük ölçekli hizmet sağladığı belgelerle doğrulandı.
Buna rağmen, Microsoft yönetiminin insan haklarına bağlılık vaatlerine rağmen bu sözleşmeleri sürdürmesi, içerideki tepkileri daha da artırdı.
Microsoft Yönetimi Sessiz
Tüm bu gelişmelere karşın, Microsoft yönetimi kamuya açık bir açıklama yapmaktan kaçınıyor. Şirketin çalışanlarına gönderdiği dahili mesajlarda ise “saygı ve nezaket kurallarına uyulması” vurgulanıyor, ancak Filistinli çalışanların endişeleri yeterince dikkate alınmıyor.
Teknoloji ve İnsan Hakları Arasında Sıkışan Bir Dev
Tüm bu yaşananlar, teknoloji şirketlerinin insan hakları ihlallerine karşı sorumluluklarını nasıl ele alması gerektiği konusunda daha geniş bir tartışmayı da beraberinde getiriyor. Microsoft’un İsrail ile sürdürdüğü iş birliği, hem içeride hem de dışarıda, şirketin etik çizgisinin ciddi şekilde sorgulanmasına yol açtı.
Gelecek Ne Getirecek?
Microsoft’ta yaşanan bu huzursuzluk, yalnızca şirket içi bir kriz değil; aynı zamanda teknoloji sektörünün küresel insan hakları ihlalleri karşısında nasıl konum alacağına dair büyük bir sınav. Önümüzdeki süreçte, Microsoft’un İsrail ile iş birliğini sürdürüp sürdürmeyeceği, çalışanlarının ve kamuoyunun tepkileriyle şekillenecek gibi görünüyor.