Yüzyıllardır gizemle çevrili olan Florentin Elması, tarih meraklıları ve mücevher tutkunları için büyük bir sürprizle ortaya çıktı. Medici Hanedanı’ndan Habsburg ailesine geçen ve 137 karat ağırlığındaki bu nadir elmas, uzun süredir kayıp sanılıyordu. Ancak I. Karl’ın torunları, elmasın aslında İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana Kanada’daki bir banka kasasında güvenle saklandığını açıkladı.
I. Karl ve Habsburg Mirası
1918’de Birinci Dünya Savaşı sona ererken, Avusturya-Macaristan İmparatoru I. Karl, imparatorluğun sonuna yaklaşırken mücevherlerini korumaya karar verdi. Bu koleksiyon içinde, armut kesimi ve sarı tonuyla dikkat çeken 137 karatlık Florentin Elması öne çıkıyordu. Elmas, Habsburglar’ın eline geçmeden önce Floransa’nın ünlü Medici ailesine aitti.
Elmasın Kaybolduğu Sanıldı
I. Karl ve ailesi Viyana’dan sürgüne gittikten kısa süre sonra, elmasın kaybolduğu söylentileri yayıldı. On yıllar boyunca, çalındığı veya yeniden kesildiği iddiaları konuşuldu. “The Imperfects” gibi bazı film ve romanlar da bu gizemi konu aldı. Ancak Habsburg torunlarının açıklamasıyla, elmasın aslında hiçbir zaman kaybolmadığı ortaya çıktı.
Kanada’da Saklı Kalan Hazine
Aileye göre, İkinci Dünya Savaşı sırasında Kanada’ya taşınan elmas, o zamandan beri güvenle bir banka kasasında tutuldu. Karl von Habsburg-Lothringen, bu sırrın, İmparatoriçe Zita’nın yalnızca iki oğluna söylemesi ve güvenlik nedeniyle uzun yıllar gizli tutulmasını sağladığını açıkladı. Elmas, aile üyelerinin gözleri önünde ilk kez sergilendiğinde, hâlâ göz kamaştırıcı görüntüsüyle dikkat çekti.
Elmasın Orijinalliği Doğrulandı
Avusturya İmparatorluk Sarayı’nın kuyumcusu A.E. Köchert firmasından Christoph Köchert, elması inceledi ve tarihî kayıtlardaki tasvirlerle neredeyse birebir örtüştüğünü doğruladı. Köchert, “Tüm kanıtlar, bu taşın gerçek Florentin Elması olduğuna kesinlik veriyor” dedi.
Yakında Halkla Buluşacak
Habsburg ailesi, elması ve diğer değerli mücevherleri Kanada’da halka sergilemeyi planlıyor. Karl von Habsburg-Lothringen, “Zaman zaman Kanada’da sergilenmeli ki insanlar bu parçaları gerçekten görebilsin” diyerek, bu efsanevi mücevherin kültürel ve tarihî önemini vurguladı.
