Marrakech’in ünlü Djemaa el Fna meydanının ve kalabalık souklarının gürültüsünden yalnızca 32 kilometre uzaklıkta, tamamen başka bir dünya bulunuyor: Ourika Vadisi. Şehrin güney ucundaki palmiye ormanlarının arasından kıvrılarak akan Ourika Nehri, insanı adeta başka bir zaman dilimine taşıyor.
Ourika Lodge‘un terasında, geleneksel Amazigh (Berberi) misafirperverliğinin bir göstergesi olan kahvaltı soframı hazırlayan Abdelkarim Ait Ali, sabahın erken saatlerinde gökyüzünde süzülen sıcak hava balonlarını işaret ediyor. Şehirdeki kaosun aksine, burada sadece doğanın sesi var: kaynayan bir Berberi omletinin cızırtısı ve dağ yolundan gelen bir katırın anırması.
Büyüleyici Doğa ve Sakinlik
Daha önce Marrakech’e olan aşkını dile getiren ziyaretçiler için Ourika Vadisi, hem şehre yakın hem de huzurun merkezinde olma fırsatı sunuyor. Abdelkarim, bir gün önce yaptığı rehberlikte beni büyüleyen dağ yollarına götürdü. Yüksek Atlas Dağları‘nın eteklerinde, karamel tadındaki tohum kapsülleriyle ünlü keçiboynuzu ağaçları ve antiseptik duman için kullanılan defne yaprakları gibi doğal hazinelerle karşılaştık.
Çevreden gelen yaban domuzu sesleri ve ilerleyen beş yavru, doğanın hâlâ bu bölgede nasıl güçlü bir şekilde var olduğunu gösteriyor. Uzaklarda ise Toubkal Ulusal Parkı‘nın zirvelerinde parlayan karlar göz kamaştırıyor. Ancak yıllardır ciddi kar yağışlarının görülmemesi, bölgedeki Oukaïmeden kayak merkezinin sezonunu neredeyse bitirmiş durumda.
Vahşi Yaşam ve Kuraklıkla Mücadele
Yüksek Atlas‘ın ıssız vadilerinde, bir zamanlar yok olduğu sanılan Afrika kurtlarının yeniden ortaya çıkabileceği konuşuluyor. Domuz nüfusunun hızla artması, köylüler için endişe kaynağı haline gelmiş durumda. Özellikle kuraklık, aç kalan domuzların köy tarlalarına saldırmasını daha da sıklaştırıyor.
Ourika’nın Büyülü Bahçeleri
Marrakech, dünyaca ünlü Jardin Majorelle gibi bahçeleriyle bilinse de, son yıllarda ziyaretçiler şehirden kaçıp André Heller’in Anima Bahçesi gibi alternatif doğa harikalarına yöneliyor. Kurak topraklarda kurulan bu bahçede, tropikal bitkiler ve mistik heykeller arasında huzurlu bir yürüyüş deneyimi sunuluyor.
Yakınlardaki Jardin du Safran ise, safranın nasıl üretildiğini öğrenmek isteyenler için adeta bir gizli mücevher. Bahçedeki safran aromalı çay ise, Berberi kültürünün zengin bitki çayı çeşitleri arasında unutulmaz bir deneyim sunuyor.
Kırsal Hayat ve Tarihin İzleri
Cuma günleri Aghmat köyü pazarı, Marrakech’in renkli sokak pazarlarının kırsal bir yansıması gibi. Taze Ouarzazate hurmaları ve zencefil aromalı şeker kamışı suyu ile gezimize enerji katıyoruz. Aghmat Arkeoloji Alanı, bu köyün bir zamanlar bölgenin başkenti olduğunu kanıtlıyor. 2005’te başlayan restorasyon çalışmaları, 2023’teki 6.8 büyüklüğündeki depreme rağmen büyük zarar görmedi.
Tafza köyü, depremden ağır yara alsa da, çömlekçilik geleneğini yaşatmaya devam ediyor. Khalid ben Youssef ile gerçekleştirdiğim bir seramik atölyesi çalışmasında, geleneksel bir tangia kabı yapmayı öğrendim. Bu toprak kaplarda, et saatlerce közde pişirilerek geleneksel lezzetlere dönüşüyor.
Setti Fatma ve Saklı Şelaleler
Hafta sonları Ourika Nehri kıyısı, rengârenk şemsiyeler ve nehir kenarındaki restoranlarla canlanıyor. Ancak çoğu ziyaretçi sadece ilk şelalede fotoğraf çekip geri dönüyor. Abdelkarim sayesinde, dar keçi yollarından ilerleyerek daha yukarıdaki ikinci, üçüncü ve dördüncü şelalelere ulaşıyoruz.
Beşinci şelalede ise, tam anlamıyla saklı bir cennet bizi karşılıyor: doğal bir gölet ve sessiz bir piknik alanı. Şehrin gürültüsünden sadece yarım saatlik yürüyüşle böylesine huzurlu bir yere ulaşabilmek, Ourika Vadisi‘nin gerçek potansiyelini gözler önüne seriyor.
Marrakech’in En Büyük Sırrı: Ourika Vadisi
Abdelkarim, “Bazen Marrakechlilerin bile Ourika Vadisi’nin sunduğu güzelliklerin farkında olmadığını düşünüyorum,” diyor. Haklı; bu vadi, Marrakech’in yanı başında saklı kalmış en büyük sırlarından biri olmaya devam ediyor.