Ünlü heykeltıraş Nicole Wermers, yeni eseri Marathon Dance Relief ile 1920 ve 30’lu yılların ABD’sinde popülerleşen, büyük buhran döneminin meşhur dayanıklılık dansı yarışmalarını günümüze taşıyor. İrlanda’nın Waterford kentindeki St Carthage Hall‘da sergilenen bu çalışma, sanatçının alışılagelmiş “tembellik ve gevşeme” temalı figürlerinden farklı olarak, bu kez tükenmiş bedenlerin, yorgunluk ve çaba içindeki varoluşunu merkezine alıyor.
Dayanıklılık Danslarının Karanlık Tarihi
Marathon Dance Relief, 20. yüzyılın başında, özellikle ekonomik çöküş yaşayan Amerika’da, düşük maliyetli ama yüksek tempolu bir eğlence biçimi olarak ortaya çıkan maraton dans yarışmalarına odaklanıyor. Yoksul çiftler, haftalarca sürebilen bu yarışmalarda, sadece ayakta kalmaya çalışarak bir yıllık maaşa eşdeğer ödüllerin peşinden koşuyordu. Ancak bu yarışmalar, fiziksel ve psikolojik sınırları zorlayan yapısıyla, kimi zaman kalıcı yaralanmalara hatta ölüme bile yol açıyordu.
Seyircilerin büyük bölümü, yarışmacılardan çok daha varlıklı kesimlerden oluşuyordu. Sosyal sınıf ayrımlarının sert bir biçimde hissedildiği bu gösteriler, fotoğrafçılığın ve popüler dergilerin yükseldiği bir dönemde çokça belgelenmiş ve bugün, dans pistinde birbirine tutunarak düşmemeye çalışan, gözleri kaymış çiftlerin yer aldığı siyah beyaz arşiv fotoğrafları ile hafızalara kazınmış durumda.
Wermers’tan Günümüze Uyarlanan Bir “Kayıp Waltz”
Wermers, bu arşivlerden yola çıkarak, Marathon Dance Relief adlı eserinde on ayrı sahneyi tasarladı. Bistro masaları üzerine yerleştirdiği, hava ile kurutulmuş kilden yapılmış yorgun dansçı çiftleri, klasik bir friz görünümü vererek sunuyor. Parlak metal zeminlerle desteklenen bu sahneler, Wermers’in, gündelik nesneleri işlevlerinden koparıp heykelsi birer figüre dönüştürme geleneğini sürdürüyor.
Wermers’in sanatında sıkça rastladığımız mizahi ama eleştirel dil, burada da kendini gösteriyor. Yorgun ve çökmüş dansçılar, bir an için, dans yarışmasından çok bir boks maçında ya da bir tekno partide sabaha kadar dans eden figürlere de benzetilebilir. Kimi sahnelerde ise dans eden çiftler, aynı cinsiyetten kişiler olarak betimlenmiş ve bu da esere çok katmanlı bir yorum alanı kazandırmış.
Klasik Sanata Ters Köşe
Eserin yerleştirildiği mekan, bir zamanların Victoria dönemine ait kilisesi olan bir salonda sergileniyor. Renkli vitray pencerelerden süzülen kırmızı, mavi ve sarı ışıklar, bu yorgun ve düşmek üzere olan bedenlerin arasına hüzünlü bir atmosfer katıyor. Üstelik Wermers, yerleşimi salonun geleneksel uyumlu eksenine dik bir şekilde kurgulayarak, mekana bilinçli bir orantısızlık ve rahatsız edici bir estetik ekliyor. Böylece, kutsal ile gündelik olan arasındaki sınırları da tartışmaya açıyor.
Bir “Başarı” Değil, Bir “Başarısızlık Dansı”
Sanatçıya göre bu eser, klasik kabartmaların sunduğu gibi zaferin ve gücün değil, kaybetmenin, bitkinliğin ve bağımlı olmanın dansıdır. Wermers, eserin ismindeki Relief (kabartma, rahatlama) kelimesini hem kabartma formuna hem de yarışmacılara verilen kısa dinlenme molalarına gönderme yapacak şekilde seçtiğini belirtiyor.
Wermers, daha önce Infrastruktur ve Croissants and Architecture gibi eserlerinde de modern şehir yaşamının, özellikle kadın emeği ve toplumsal cinsiyet dinamiklerini ele almıştı. Ancak Marathon Dance Relief, sadece mekânsal ve tarihsel eleştirisiyle değil, bireyin toplumsal beklentiler altında ezilişini de gözler önüne seriyor.