Nobel Edebiyat Ödüllü yazar Orhan Pamuk, İngiltere’nin saygın gazetelerinden Guardian’a verdiği röportajda, hayatı, yazarlık serüveni ve korkuları hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Pamuk, “Başkalarının dile getiremediği şeyleri söyleyebilmek benim için bir ayrıcalık” dedi.
“İçimdeki Ressamı Öldürdüm”
Röportajda, gençlik yıllarından itibaren yazarlık tutkusunu keşfettiğini belirten Orhan Pamuk, ailesinden aldığı ilhamı şöyle anlattı:
“Orta sınıf, burjuva, laik bir ailede büyüdüm. Babam büyük bir kütüphaneye sahipti, sanat ve kültürle ilgileniyordu. Ancak arkadaşlarımın evlerine gittiğimde kitapların eksikliğini fark ettim. Onların babaları büyüyünce paşa, zengin devlet adamı ya da dini lider olmalarını istiyordu. Hiç kimse onlara, ‘Hayal gücü kuvvetli bir yazar ya da sanatçı ol’ demiyordu.”
Pamuk, yazarlık kararını 22 yaşında annesine açıkladığını ve bu süreçte içindeki ressamlık tutkusunu bıraktığını dile getirdi:
“22 yaşındayken anneme dedim ki, ‘Ben ressam olmayacağım. Yazar olacağım’. Ve içimdeki ressamı öldürdüm. Sonunda görsel yanı kuvvetli romanların yazarı oldum.”
“Modernite ve Gelenek Arasında Bir Çatışma Var”
Pamuk, yazılarında sıkça işlediği modernite ve gelenek temasına da değindi. Bu çatışmanın sadece Türkiye’ye özgü değil, evrensel bir sorun olduğunu vurguladı:
“İşin özünde herkes modernlik istiyor ama aynı zamanda yerel kültürü de onurlandırmak istiyor, ki bu imkansız. Modernite, geleneksel kültürün bir kısmını ortadan kaldırıyor. Ben bunlar hakkında yazmayı seviyorum.”
İstanbul: Anılar ve İlham Kaynağı
Orhan Pamuk’un eserlerinde sıkça yer bulan İstanbul, yazar için sadece bir şehir değil, aynı zamanda anıların bir hazinesi. Pamuk, şehirle olan bağını şu sözlerle anlattı:
“Bir çeşmenin ya da köprünün yanından geçerken olanları hatırlıyorum. Kıskançlıkları, başarısızlıkları, aşık olmayı, ilk kitabımın yayımlandığı ve onu bir kitapçının vitrininde gördüğüm anı. Şehir, anıları çağrıştıran ve onları canlı tutan bir mekanizmaya dönüşüyor.”
“Baskı ve Tehlike Arasında Gidip Geldim”
Pamuk, röportajda sanat ve ifade özgürlüğü konusundaki korkularına da değindi. Türkiye’de yaşadığı baskılardan bahseden yazar, ünlü olmasının bu baskıları aşmasında önemli bir avantaj sağladığını ifade etti:
“Hayatım boyunca baskıyı ve tehlikeyi kabul etmemek arasında gidip geldim. Biraz ünlüyüm, bu yüzden başkalarının söyleyemediği şeyleri söyleyebiliyorum. Bu benim için bir ayrıcalık.”
“İyi Bir Adam Olarak Hatırlanmak İsterim”
Pamuk, kendisini nasıl hatırlanmak istediği sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“İyi niyetli bir yazar, iyi kitaplar yazan ve sanat yapan iyi bir adam olarak hatırlanmak isterim.”