Laurent Binet’nin ödüllü romanı Dilin Yedinci İşlevi, Roland Barthes’ın ölümünü yalnızca bir “trafik kazası” olmaktan çıkarıp sürükleyici bir polisiye kurgunun merkezine yerleştiriyor. Göstergebilim, felsefe ve edebiyat eleştirisiyle örülü bu roman, 20. yüzyıl düşünce tarihinin sınırlarını ironik bir şekilde aşarak, dilin iktidar üzerindeki gücünü sorguluyor.
Barthes’ın Ölümü: Kaza mı, Cinayet mi?
1980 yılında, Roland Barthes’ın bir kamyonetin çarpması sonucu hayatını kaybettiği bilinir. Ancak Binet’nin kurgusunda bu bir “kazadan” öte bir “cinayet”tir. Yazar, Barthes’ın dilbilimsel bir gizemi elinde tuttuğu için öldürüldüğü fikrini irdeleyerek, gerçeğin farklı yüzlerini gözler önüne seriyor.
Binet, “Barthes’ın ölüm koşulları hep dikkatimi çekmiştir” diyor. Gerçekten de, Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand ile yaptığı bir öğle yemeğinin ardından gerçekleşen bu olay, şüphe uyandıracak detaylarla doludur. Barthes’ın üzerinde cüzdanının olmaması, bir dedektif hikayesi için kusursuz bir başlangıç olmuştur.
Göstergebilim: Romanın Gizli Kahramanı
Saussure’ün “işaretlerin bilimi” olarak tanımladığı göstergebilim, romanda adeta bir karakter gibi işlenir. Dilbilim, yalnızca sözlerin değil, nesnelerin, sembollerin ve hatta moda unsurlarının nasıl birer mesaj taşıdığını ortaya koyar. Barthes’ın izinden giden bu yaklaşım, reklamcılıktan siyasete kadar dilin nasıl bir güç aracı olduğunu gözler önüne seriyor.
Performatif Dil ve Gücün Yedinci İşlevi
Romanın merkezindeki “dilin yedinci işlevi”, Rus dilbilimci Jakobson’un altı işlevine bir ek olarak kurgulanmıştır. Bu işlev, dilin ikna ve manipülasyon gücünü temsil eder. Binet, bu işlevi, “Dil, dünyadaki en güçlü silahtır” diyerek tanımlar. Orduların fiziksel gücü bir yana, emredilenlerin dil yoluyla kontrol edilmesi, gücün gerçek kaynağıdır.
Felsefi ve Polisiye Bir Yolculuk
Roman, Barthes’ın ölümünü bir sıçrama tahtası olarak kullanarak felsefi tartışmaların ve entelektüel çekişmelerin yer aldığı bir dünyaya açılıyor. Jacques Derrida, Umberto Eco, Gilles Deleuze, Michel Foucault gibi felsefenin dev isimleri bu hikâyede rol alıyor. Paris’ten Venedik’e, Bologna’dan Napoli’ye uzanan bu yolculukta Binet, hem tarihsel doğruluk hem de kurgusal yaratıcılık ile büyüleyici bir atmosfer yaratıyor.
Dil ve İktidar İlişkisi
Dilin yedinci işlevi, yalnızca dilin anlam yaratma kapasitesini değil, aynı zamanda siyasi ve sosyal bir silah olarak kullanılma potansiyelini de işliyor. Roman, dilin yalnızca bir iletişim aracı olmadığını, aynı zamanda insanların inançlarını ve davranışlarını şekillendiren bir güç olduğunu vurguluyor.
Laurent Binet’nin Dilin Yedinci İşlevi, felsefe, edebiyat ve polisiye severler için mutlaka okunması gereken bir eser. Bu roman, dilin gücünü sorgulayan her birey için benzersiz bir deneyim sunuyor.