Herkese merhaba… Bu yazımda son zamanlarda herkesten sıkça duyduğum bir kelimeden bahsetmek istiyorum: Motivasyon!
Gittiğim spor salonunda tanıştığım insanlardan ve kendi öğrencilerimden sıkça duyuyorum… “Bir türlü spor için motive olamıyorum.” “İstiyorum ama bir sebeple başlayamıyorum.” (Bunlar bana biraz bahane gibi geliyor ama olsun). Durum böyle olunca ben de işin biraz en derine, temeline inmeye karar verdim.
Öncelikle kelime anlamına bakalım. Belirli bir hedefe ulaşmak için kişiyi belirli bir çalışma şekline iten coşku durumu anlamını taşır. Bir nevi güdülenme diyebiliriz. Ve ikiye ayrılır, bunlardan birincisi içsel motivasyon diğeri ise dışsal motivasyondur.
Dışsal motive, kişinin bir sonuç için gerçekleştirdiği bir motivasyon şeklidir ama bizim ilgileneceğimiz içsel olanı…
İçsel motiveyi ise dış uyaranlara gerek kalmadan kişinin yaptığı işten doğal bir şekilde keyif alması olarak açıklayabiliriz.
Sporu, sağlıklı beslenmeyi ve kendimizle ilgili bir yeniliği planlarken içsel motivasyonun gücüyle hareket etmek değişimin ve yenilenmenin temel unsurudur.
Motivasyon, yaptığınız egzersiz rutinlerini bir amaca bağlar ve amaca bağlanmış egzersiz rutinleri ise sizi değişimin kapısını aralar.
Peki motive olmak için neler yapmalıyız ?
Bunun ucuz yolu kendinize ulaşılabileceğiniz basit ve kısa hedefler koymanızdır.
Bu basit hedeflere ulaştığınız anda kendinizi ödüllendirin ve ulaşılabileceğiniz yeni hedefler belirleyin.
Kendinizi ayna karşısında formda görmek de sizi motive eder. Bu da sizin daha sıkı ve sert diyetlere katlanmanızı sağlar.
Aslında motivasyon tam bir ateşleyici güçtür, en sevdiğiniz şarkının en sevdiğiniz yerini yüksek sesle söylemeniz gibidir; etrafınızdaki kimse bir şey anlamaz ama sizi derinden hareket geçirir.
İçsel motive derinlerdeki hareketi ateşleyen güçtür.
Peki sizi bu hayatta en fazla güdüleyen şey nedir ?
Sizi motive eden şeyleri bulduğunuzda belirlediğiniz hedefler çok daha basitleşecektir.
Hüseyin Can Aygün.