Hayatımızın birçok evresinde özellikle de bu coğrafyada kadınlığımızla diğer rollerimizi karıştırırız. Biri olunca diğeri olamıyormuşuz gibi bir algı var hep. Evlat, kardeş yahut arkadaş, belki buna benzer diğerlerini olurken kadınlığımızı çok domine edemiyoruz. Bunu bir sindirdiysek, içimizde en fazla kaos yaratana geçmek istiyorum; hem anne hem kadın olmak!
Kendi içinde paradoks barındıran şeyler gibi gözükse de ikisi çok farklı şeyler. Hatta kıyas kabul etmeyecek ve birbirini tamamlayan iki kavram. Bunda da hemfikir miyiz? Hamile kaldığınızı öğrendiniz ve kafanızda sürüyle soru ve daha da kötüsü şimdiden sorun var. Önce sakin olun ve içinizdeki hormonları minimuma sabitleyin.
Evvela vücudunuzdaki değişiklikler sonra bilinmeyene doğru yaptığınız bu hevesli yolculuk, aklınızı bir miktar karıştıracak. Ama unuttuğunuz ve hep hatırlamanız gereken bir şey var; doğurgan canlılar “dişi ”olarak tanımlanmıştır. Yani belki de hamileyken hayatınızda hiç olmadığınız kadar dişilik hormonu salgılıyorsunuz. Tabii tadını çıkarmayı bilirseniz…
İlk üç ay alışma dönemi… Sonraki üç ay hem beden olarak hem de ruhen hamileliğin ”Lale Devri” diyebiliriz. Takip eden üç ayda ise zorlukları atlatabilmenin tek yolu, olaya kendini vermek! İçinizde büyüyen küçük insana kulak verin. Onun büyüsü, heyecanı sizi bambaşka bir bekleyişe sürükleyecek. Ve her şey bitip mucizenizi kucağınıza aldığınızda, aslında dişliğinin doruklarında bir kadın oluyorsunuz. İşte tam bu sebeplerden, kadınlığınızda master yaptığınız anların tadına varın.
Yani ezcümle dostlar sadece hamilesiniz! Birtakım fiziksel ve manevi değişiklikler yaşasanız da bu sadece bir başka seviye için geçmeniz gereken sınavdan başka bir şey değil. Şimdi arkanıza yaslanın ve önünüzdeki 9 ayın tadını çıkarın.
PS: Tabi, sonrasında eski kıyafetlerinize girmekte zorluk çekmemek adına sık ve az yiyin. Siz ne kadar yerseniz bebek o kadar sağlıklı olmayacak. Marjinal fayda diye bir şey var. Yeteri kadar yiyin. Elbette yapabildiğiniz kadar da, eğer süreciniz buna müsaade ediyorsa, egzersiz yapın. Bu doğum sonrası beden sağlığınız için de önemli! (Ben hamilelikte 58 kilo aldım, oğlum 2 kilo doğdu. Zor oluyor sonrası oradan biliyorum. Ama şu an 36 bedenim. İmkansız da değil)
Duyar Notu: Bu yazıda hali hazırda anne olan veya anne adayı olan annelerden bahsedilmiştir. Yoksa hiçbir kadının kendini dişi hissetmesi yahut tam hissetmesi için anne olmaya ihtiyacı yoktur. Kadın dediğin varlık zaten yaradılışı itibariyle özel ve tamdır. Canım kadınlar iyi ki varız!
Seda Özel