TBMM’de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, bugün yaptığı kritik toplantıda İmralı gündemiyle bir araya geldi. Komisyon, PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşmek üzere bir heyetin adaya gitmesini oylarken siyasetin tansiyonu da aynı anda yükseldi.
Toplantıda en dikkat çeken gelişme, Cumhuriyet Halk Partisi’nin İmralı’ya gitmeme kararı oldu. CHP, süreçte yer almayacağını açıklarken komisyonda kalmayı sürdüreceğini belirtti. Ancak toplantının “kapalı oturum” yapılmasına yönelik teklifin kabul edilmesi üzerine CHP’li milletvekilleri toplantı salonundan ayrıldı.
CHP’nin yokluğunda yapılan oylamada, milletvekillerinin İmralı’ya giderek Öcalan’la görüşme kararı alındı. Bu karar, Ankara’da tartışmaları da beraberinde getirdi.
CHP Neden Katılmıyor?
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, komisyonun İmralı ziyareti konusunda net bir tutum ortaya koydu. Emir, “Üye vermeyi doğru bulmuyoruz. Komisyonda kalacağız ancak İmralı’ya gitmeyeceğiz” diyerek partinin yaklaşımını açıkladı.
Ayrıca oturumun “gizli” yapılmasına itiraz ettiklerini ifade eden Emir, kapalı oturum kararının alınmasının ardından CHP’li üyelerin salonu terk ettiğini duyurdu. CHP, sürecin şeffaf yürütülmediği görüşünde.
Oylama Nasıl Sonuçlandı?
CHP’nin ayrılmasının ardından yapılan oylamada, AK Parti, MHP ve DEM Parti temsilcilerinin oylarıyla İmralı’ya gitme kararı kabul edildi. Bu karar, komisyonun çalışma usulü açısından önemli bir eşik anlamına geliyor.
Komisyonda bugün yapılacak oylamada 5’te 3 çoğunluk değil, salt çoğunluk aranacağı belirtilmişti. Bu nedenle 26 evet oyu, İmralı ziyaretinin hayata geçirilmesi için yeterli görünüyordu ve oylama bu sınırı geçti.
DEM Parti’den CHP’ye Sert Eleştiri
Komisyondaki en çarpıcı çıkışlardan biri DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit’ten geldi. Koçyiğit, CHP’nin tavrını “sorumluluktan kaçış” olarak nitelendirerek şu ifadeleri kullandı:
“Tarihi cesurlar yazar. Türkiye tarihi bir eşikte. Demokratik cumhuriyetin inşası için sorumluluk alacak mıyız, almayacak mıyız?”
Koçyiğit’e göre, çözüm sürecinin ilerleyebilmesi için “İmralı’nın muhatap alınması şart”. Öcalan’ın örgüt üzerindeki belirleyici etkisine vurgu yapan Koçyiğit, “Tek çağrısıyla örgütünü feshedebilecek bir aktörün dışarıda bırakılması mümkün değildir” değerlendirmesinde bulundu.
DEM Parti, sorunun halının altına süpürülerek çözülemeyeceğini savunurken, sürecin tüm tarafların katılımıyla yürütülmesi gerektiğini belirtti.
MHP: “Gerekirse Ben Giderim” Çıkışından Pratiğe Geçildi
MHP cephesi ise İmralı görüşmesine en açık aktörlerden biri oldu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin önceki gün yaptığı “Gerekirse ben giderim” açıklaması siyasette geniş yankı uyandırmıştı.
Bu çıkışın ardından MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, komisyonun İmralı ziyaretine ilişkin kendi tavrını netleştirdi ve “MHP adına ben gideceğim” dedi. Yıldız ayrıca şu değerlendirmeyi yaptı:
“Türkiye’nin en köklü partisi olan CHP’nin bu süreçte yer alması önemliydi. Ancak kendi takdirleridir. Biz oy birliği isterdik fakat karar yine de alınacaktır.”
MHP’nin bu açıklaması, partinin çözümle ilgili sorumluluk almaya hazır olduğunu göstermesi bakımından dikkat çekti.
AK Parti’nin Tutumu ve Erdoğan’ın Mesajı
AK Parti kanadında ise İmralı ziyaretine ilişkin kesin bir açıklama yapılmış değil. Ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, daha önce komisyonun alacağı karara işaret ederek tavrın sonuç odaklı olması gerektiği mesajını vermişti.
AK Parti’nin komisyon kararını desteklemesi, ziyaretin geniş bir siyasi zeminle yapılmasını mümkün kıldı. Hükümet kanadının süreçten beklentisinin, Türkiye’nin uzun süredir gündeminde yer alan terör meselesine dair yeni bir siyasal diyalog ortamı oluşturmak olduğu değerlendiriliyor.
Sürecin Siyasi Yansımaları Ne Olacak?
Komisyonun aldığı karar, Türkiye siyasetinde yeni bir tartışma başlattı. CHP’nin tavrı, muhalefet cephesinde “prensip kararı” olarak yorumlanırken; DEM Parti’nin çıkışları, yeni bir çözüm sürecine dair kapı aralanıp aralanmadığı sorularını gündeme getirdi.
MHP’nin İmralı ziyaretine dahil olması ise tartışmayı daha da karmaşık hale getiriyor. Zira MHP, geçmişte sert söylemleriyle bilinen bir parti olarak sürece katılım sinyali verdiğinde siyasi yorumcuların dikkatini çekiyor.
Komisyonun ziyaretinin ilerleyen günlerde nasıl bir yol haritası ortaya çıkaracağı ve sürecin Türkiye’nin siyasi dinamiklerini nasıl etkileyeceği merakla izleniyor.
