CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, kamuoyunu sarsan sahte diploma skandalı hakkında dikkat çeken bir açıklama yaptı. Sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda iktidarın kendi diplomalarıyla ilgilenmediğini, tüm odağını kendisinin adaylığına yönelttiğini ifade eden İmamoğlu, “Skandalın boyutları korkutucu ama iktidar için varsa yoksa benim diplomam” sözleriyle duruma tepki gösterdi.
199 Sanıklı Sahtecilik Davası Gündemde
Hatırlanacağı üzere, çok sayıda kamu kurumunun üst düzey yöneticilerine ait e-imzalar kopyalanarak, sahte üniversite, lise diplomaları ve sürücü belgeleri düzenlendiği ortaya çıkmıştı. Bu çete yapılanması kapsamında, Mayıs 2025’te 134 sanıklı ilk dava açıldı. Temmuz ayında hazırlanan ikinci iddianameyle sanık sayısı 199’a yükseldi.
Söz konusu sahte belgelerin e-Devlet ve YÖK sistemlerine yüklendiği, bazı isimlerin bu belgelerle kamuda göreve başladığı iddiaları hem siyasi hem hukuki boyutuyla ciddi yankı uyandırmıştı.
İmamoğlu: “Yargı Adaylığımla Meşgulken Sahteciler Serbestçe Dolaşıyor”
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, skandala ilişkin değerlendirmesinde adalet sistemini eleştirdi. Açıklamasında şu ifadeler öne çıktı:
“Türkiye’de sahte diplomalar e-Devlet’e sahte e-imzayla kaydedilmiş, kimsenin haberi bile olmamış. Skandalın boyutları korkutucu ama iktidar için varsa yoksa benim diplomam ve Cumhurbaşkanlığı adaylığım.
Yargı, halkın seçtiği başkanın hakkını engellemekle meşgulken, sahtecilik almış başını gitmiş. Bu tablo gösteriyor ki asıl sorun adaletsizliktir.
Ama az kaldı. Siyasetin aparatı olan yargı düzeni de, sahtecilerin cirit attığı Türkiye görüntüsü de bitecek. Çürümüşlük son bulacak.”
“Herkes İçin, Her Yerde: Önce Adalet, Önce Hürriyet”
İmamoğlu’nun açıklamasının sonunda yer verdiği bu sözler, sadece bireysel bir tepki değil, aynı zamanda bir seçim vaadi ve siyasal duruş olarak da yorumlandı. “Önce Adalet, Önce Hürriyet” sloganı, iktidarın yargı üzerindeki etkisini ve kamudaki liyakat sorunlarını hedef alıyor.
İmamoğlu’nun Diploması Gündemden Düşmüyor
Öte yandan, 18 Mart 2025 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Ekrem İmamoğlu’nun diploması iptal edilmiş, bu karar büyük bir siyasi krize dönüşmüştü. İmamoğlu’nun diploması üzerinden yürütülen yargı süreci, hem Türkiye içinde hem de uluslararası kamuoyunda siyasi baskı ve yargı bağımsızlığı tartışmalarını tetiklemişti.
Ancak aynı dönemde ortaya çıkan sahte diploma çetesi, bu davanın ne kadar politik ve çifte standartlı bir zeminde ilerlediğini gözler önüne serdi.
Kamu Güvenine Yönelik Büyük Tehdit
Türkiye’de sahte e-imza ve sahte diploma yoluyla oluşturulan belgelerin kamusal sistemlere entegre edilebilmiş olması, hem kamu güvenliğini, hem de kurumsal güvenilirliği tehdit eden bir tablo ortaya koyuyor.
İmamoğlu’nun da vurguladığı gibi, bu belgelerle işe alınan kişilerin hukuk, mühendislik, öğretmenlik gibi hayati alanlarda görev yapma ihtimali, toplumda kaygı ve güvensizlik yaratıyor.
Adalet Vurgusu Seçim Kampanyasının Temelinde
İmamoğlu’nun açıklamalarında öne çıkan “adalet” ve “hürriyet” vurgusu, yalnızca bir tepki değil, aynı zamanda yaklaşan seçim sürecinde temel siyasi mesajların da sinyalini veriyor. Gittikçe büyüyen sahtecilik skandalı, muhalefet açısından güçlü bir eleştiri alanı oluşturuyor.