Hindistan ve Pakistan arasında patlak veren yeni kriz, iki ülkeyi yeniden sıcak çatışmanın eşiğine getirdi. 22 Nisan’da Hindistan kontrolündeki Keşmir bölgesinde 26 Hindu turistin öldürülmesiyle başlayan gerilim, 7 Mayıs’ta Hindistan’ın başlattığı Operation Sindoor ile yeni bir boyuta taşındı. Artık herkes şu sorunun peşinde: Gerçekten bir savaş mı başlıyor?
Gerilimin Başlangıç Noktası: Pahalgam Katliamı
Tansiyonun yükselmesine neden olan olay, 22 Nisan’da Hindistan’ın turistik Pahalgam bölgesinde meydana geldi. Kimliği belirsiz silahlı kişiler, bir otobüsü durdurarak içindeki Hindu turistleri hedef aldı. Olayda 26 kişi hayatını kaybetti. Bu, son 20 yılda Hindistan’da sivillere yönelik gerçekleşen en büyük katliamlardan biri olarak kayda geçti. Hindistan, saldırıdan Pakistan destekli militanları sorumlu tuttu. Pakistan ise saldırıyla hiçbir ilgisinin olmadığını ve bunun “savaş bahanesi” olarak kullanılmaması gerektiğini açıkladı.
Hindistan’dan “Operation Sindoor”: Hedef Terör Altyapıları
Saldırının ardından Hindistan, “Operation Sindoor” adını verdiği operasyonla Pakistan’a karşı hava saldırısı düzenledi. Delhi yönetimi, bu operasyonun Pakistan ve Pakistan kontrolündeki Cammu Keşmir topraklarında bulunan “terör altyapılarını” hedef aldığını duyurdu. Saldırı sırasında en az dokuz farklı hedefin vurulduğu açıklandı. Hindistan Savunma Bakanlığı, “Hiçbir Pakistan askeri hedefi vurulmamıştır. Sadece saldırıların planlandığı bölgeler hedef alınmıştır” diyerek operasyonun sınırlı ve hedefe odaklı olduğunu vurguladı.
Pakistan’ın Tepkisi Sert Oldu
Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif, ülkesine yapılan saldırının karşılıksız kalmayacağını açıkladı. Pakistan ordusu, Hindistan’ın sivilleri hedef aldığını öne sürerek misilleme hazırlığına başladı. Pakistan Savunma Bakanı, Hindistan’ın iddia ettiği gibi hiçbir terör kampının vurulmadığını, aksine iki cami ve bazı sivil yerleşimlerin hedef alındığını söyledi. En az üç sivilin hayatını kaybettiği, 12 kişinin yaralandığı bilgisi paylaşıldı.
Keşmir Sınırında Karşılıklı Ateş
Operasyonun hemen ardından Keşmir sınır hattı boyunca çatışmalar başladı. Hint ve Pakistan orduları arasında top atışları ve silahlı çatışmalar yaşandığı bildirildi. Yerel kaynaklara göre, savaş uçakları alçak uçuş yaptı, yoğun patlama sesleri duyuldu. Muzafferabad kentinde büyük çaplı bir elektrik kesintisi meydana geldi ve halk panik içinde sığınaklara yöneldi.
ABD ve Dünya Ne Diyor?
ABD Başkanı Donald Trump, yaşananları “utanç verici” olarak niteledi ve “umarım hızla sona erer” açıklamasını yaptı. Uluslararası toplum, iki nükleer gücün çatışmasından doğabilecek riskler konusunda uyarılarda bulunurken, BM Genel Sekreteri derhal itidal çağrısı yaptı. Ancak tarafların açıklamaları tansiyonun yakın zamanda düşmeyeceğini gösteriyor.
Ekonomik Piyasalara Anında Yansıdı
Savaş korkusu yalnızca sınır hattıyla sınırlı kalmadı. Hindistan borsası, operasyonun ardından sert düşüş yaşadı. NSE Nifty 50 endeksi %1,2 değer kaybederken, yatırımcılar güvenli limanlara yönelmeye başladı. Analistler, çatışmaların tırmanması halinde bölgesel ekonomide zincirleme etkiler doğurabileceği uyarısında bulunuyor.
“Sindoor” Ne Anlama Geliyor?
Operasyonun adı olan Sindoor, Hindu kültüründe evli kadınların alınlarına sürdüğü kırmızı tozu ifade ediyor. Bu sembol, koruma ve eşe bağlılığı simgeler. Bir kadın eşini kaybettiğinde Sindoor kullanmayı bırakır. Bu nedenle operasyonun isminin, Pahalgam saldırısında hayatını kaybedenlerin eşlerine atıfla seçildiği değerlendiriliyor.
Nükleer Tehdit Gündemde mi?
Hem Hindistan hem de Pakistan, nükleer silahlara sahip ülkeler. Şu ana kadar yapılan açıklamalarda nükleer silah kullanımına dair herhangi bir ifade yer almıyor. Ancak askeri stratejistler, çatışmanın kontrol dışı büyümesi halinde bölgesel bir felakete dönüşebileceği konusunda uyarıyor. Bu nedenle diplomatik temasların hızlandırılması gerektiği sıkça vurgulanıyor.
Sonuç: Savaş mı, Gözdağı mı?
Yaşanan gelişmeler, iki ülke arasındaki tarihi düşmanlığı yeniden alevlendirdi. Hindistan, sınır ötesi terör tehdidine karşı kararlılık mesajı verirken, Pakistan ise sivillerin hedef alındığını öne sürerek uluslararası destek arayışında. Bu kriz, Keşmir sorununa dair çözümsüzlüğün geldiği tehlikeli eşiği bir kez daha gözler önüne seriyor. Şimdi gözler, bu gerginliğin savaşa mı yoksa diplomasiye mi evrileceğinde.