Fransız siyasetinin tartışmalı isimlerinden Marine Le Pen, hakkında süren yolsuzluk davasında suçlu bulunarak beş yıl kamu görevinden men edildi. Fransız mahkemesi tarafından verilen bu karar, yalnızca Fransa içinde değil, tüm Avrupa’da geniş yankı uyandırdı. New York Times analizine göre bu gelişme, bir yandan hukukun üstünlüğünü teyit ederken, diğer yandan 2027’de yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde siyaseti sarsan bir kırılma yarattı.
Le Pen: “Siyaseti Bırakmıyorum, Kararı Temyize Götüreceğim”
Kararın ardından yaptığı açıklamada, siyaseti bırakmayacağını duyuran Marine Le Pen, temyiz yoluna başvuracağını açıkladı. Le Pen, geçtiğimiz yıl bu dava ile ilgili yaptığı bir konuşmada, mahkum olması halinde milyonlarca Fransız seçmenin cumhurbaşkanlığı seçiminde temsil hakkından mahrum kalacağını söylemişti. Bugün geldiği noktada ise, bu endişe gerçek bir krize dönüşmüş görünüyor.
Avrupa’da Aşırı Sağ, Kararı Demokrasiye Darbe Olarak Yorumluyor
Karar, Fransa’da birçok çevre tarafından hukukun üstünlüğünün zaferi olarak değerlendirilirken, Avrupa’daki aşırı sağ partiler karara tepki gösterdi. İtalya Başbakan Yardımcısı Matteo Salvini, “Seçimden korkanlar mahkeme kararlarına sarılır” ifadesini kullandı. Macaristan Başbakanı Viktor Orban ise açıkça Le Pen‘e destek verdi. Hatta Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov bile Avrupa’da demokratik normların ihlal edildiğini öne sürdü.
NYT: Fransa, Beşinci Cumhuriyet Dönüm Noktasında
New York Times‘a göre Fransa’nın önünde, 2027 Cumhurbaşkanlığı Seçimleri‘ne giden yolda zorlu bir süreç var. Ülkedeki siyasi dengeler zaten kırılganken, bu kararın, sokaklarda ve mecliste sert tartışmalara ve muhtemel bir siyasi fırtınaya yol açabileceği belirtiliyor. NYT analizinde ayrıca, Donald Trump ile kıyaslama yapılarak, Trump’ın yargı süreçlerini lehine çevirebildiği, ancak Le Pen’in benzer bir yol bulamadığı vurgulandı.
Bardella: “Fransız Demokrasisi Öldü”
Le Pen’in yetiştirdiği ve halefi olarak gösterilen Jordan Bardella, mahkeme kararını “Fransız demokrasisinin ölümü” olarak nitelendirdi. Bardella, Ulusal Birlik Partisi’nin 2027 seçimlerine liderlik etme ihtimali en yüksek isim olarak öne çıkıyor. Henüz 29 yaşında olan Bardella’nın bu kriz döneminde nasıl bir strateji izleyeceği ise merak konusu.
Avrupa, Aşırı Sağın Yükselişine Karşı Kırılgan
NYT analizinde dikkat çekilen bir diğer unsur ise Avrupa’daki tarihi hassasiyet. Fransa ve Almanya gibi ülkelerde, aşırı sağın yükselmesi tarihsel olarak her zaman endişe kaynağı oldu. Fransız Siyaset Bilimci Alain Duhamel, kararla birlikte yüksek yargının doğrudan hedef olacağını ve bunun sadece Ulusal Birlik değil, merkez sağ içinden de eleştiriler getirebileceğini belirtti.
ABD ve Avrupa’dan Farklı Tepkiler
Karara ilişkin ABD cephesinden yapılan açıklamada, siyasi figürlerin seçim süreçlerinden dışlanmasının kaygı verici olduğu ifade edildi. Buna karşın, Fransa’daki merkez partiler ve hukukçular, kararın bağımsız yargının sonucu olduğunu ve hukukun üstünlüğünün gereği olduğunu savundu.
Le Pen’in Geleceği Ne Olacak?
Uzmanlara göre, Le Pen’in temyiz süreci ve Ulusal Birlik‘in politik hamleleri, önümüzdeki dönemde sadece Fransa’nın değil, tüm Avrupa’nın siyasi atmosferini etkileyecek. Eğer temyiz reddedilirse, Le Pen’in adaylığı engellenebilir, ancak partisi güç kazanırsa, bir sonraki başbakanlık yolunun açılması ihtimali de gündemde.