Kamuoyunda “yüksek kârlı gizli fon” davası olarak yankı uyandıran ve DenizBank‘ın eski Şube Müdürü Seçil Erzan’ın başını çektiği dolandırıcılık skandalı, gözleri yalnızca Erzan’a değil, iş insanı Atilla Baltaş’a da çevirdi. Baltaş, mağduriyetini dile getiren ilk isimlerden ve davanın merkezindeki en kritik figürlerden biri olarak, çarpıcı ifadeleriyle hikayeyi bambaşka bir boyuta taşıdı. Onun ve avukatı Ümit Karadağ’ın açıklamaları, finansal suçun boyutları hakkında yeni sorular doğurdu.
Florya’da Başlayan Hikâye: Baltaş ve Erzan’ın Tanışması
2011 yılında DenizBank’ın Florya Şubesi’ndeki görevine başlayan Erzan, burada iş insanı Atilla Baltaş ile tanıştı. O dönemde Galatasaray camiasının finansal işlemlerini yürüten Erzan, bankanın güven kalkanı altında çevresinde bir cazibe ağı oluşturmuştu. Baltaş, bu güven ortamında Erzan’ın sunduğu “yüksek getirili gizli fon” teklifine inanarak ciddi miktarda para yatırdı. Ancak Baltaş’ın bu güvene dayalı hikâyesi, 7 Nisan 2023’te bankaya yaptığı şikayetle tamamen değişti; vaat edilen kazançların yerinde yalnızca kayıp ve belirsizlik vardı.
Atilla Baltaş’ın Avukatı: “Fon Değil, Kandırmaca”
Avukat Ümit Karadağ’ın açıklamaları, Seçil Erzan’ın “yüksek getirili fon” iddialarına karşı çarpıcı bir tepki niteliğinde. Karadağ, Baltaş’ın finansal kazanç peşinde olmadığını, aksine Erzan’ın “fon” vaadiyle kendisini yatırım yapmaya ikna ettiğini ve faiz hassasiyeti nedeniyle bu “gizli fonu” tercih ettiğini belirtiyor. Ancak Karadağ’a göre Erzan’ın faiziyle para ödediği iddiası tamamen asılsız; Baltaş’ın yatırdığı paraların çoğu hâlâ geri alınamamış durumda. Karadağ’ın açıklamaları ve Erzan’ın çelişkili beyanları, olayın bir manipülasyonlar yumağı olduğunu gösteriyor.
Banka Yönetimi Neleri Biliyordu?
Burada asıl sorulması gereken soru şu: DenizBank yönetimi bu kurgudan haberdar mıydı? Banka, Seçil Erzan’ın e-postalarla bile takip edildiğini söylerken, yüz milyonlarca dolarlık para trafiğinin farkına varılmaması gerçekçi mi? Bankanın, 120 sayfalık savunmasında olayların kafe veya restoran gibi banka dışı yerlerde gerçekleştiğini vurgulaması dikkat çekiyor. Ancak Baltaş’ın avukatı Karadağ, bankanın kaşesi ve müdür imzası bulunan belgeler ile bankanın sorumluluğunun kaçınılmaz olduğunu savunuyor.
Çift Müdür İmzalı ISIN Kodlu Belgeler: Bankanın Reddi Gerçekçi mi?
DenizBank’ın savunmasında, Seçil Erzan’ın müşterilere verdiği belgelerin banka sistemi dışında hazırlandığı iddia ediliyor. Ancak mağdurlar, çift müdür imzası, kaşe ve ISIN kodlu belgeler sunarak bankaya olan güvenin temelsiz olmadığını belirtiyor. Bu belgelerin bankanın yetkisi dışında hazırlandığı yönündeki açıklamaları, kamuoyunda banka yönetimine yönelik eleştirileri artırmış durumda. Eğer banka bu belgeleri geçersiz olarak tanımlıyorsa, bu durumda bankanın denetim mekanizmasında ciddi bir zafiyet mi var?
Atilla Baltaş’a Yöneltilen İthamlar: “Karanlık İsim” Algısı Ne Kadar Gerçekçi?
Atilla Baltaş hakkında kara para akladığı ve karanlık bir iş adamı olduğu yönündeki iddialar, olayın dikkat çeken yönlerinden birini oluşturuyor. Ancak eğer Baltaş gerçekten “karanlık” biriyse, bu riski göze alıp neden savcılığa gidip kendini deşifre etsin? Baltaş’ın güven duygusuyla harekete geçip dolandırıldığını fark ettiğinde yasal yollara başvurduğu net bir şekilde anlaşılıyor. Bu durum, Seçil Erzan’ın beyanlarını daha da sorgulanabilir hale getiriyor ve dolandırıcılığın perde arkasındaki motivasyonları mercek altına alıyor.
Türkiye’nin KKM Gerçeği ve Yüksek Faiz Vaatleri
DenizBank, mağdurları finansal bilgi eksiklikleriyle suçluyor ancak bu iddia kamuoyunda sorgulanıyor. Türkiye’nin 2022’den itibaren Kur Korumalı Mevduat (KKM) ile yüksek getiri oranlarının devlet güvencesinde sunulduğu bir dönem yaşadığı göz önünde bulundurulduğunda, bankanın mağdurları bu vaatlere kanmakla suçlaması, savunmalarını zayıflatan bir çelişki olarak öne çıkıyor.
MASAK Raporları ve Kayıp Paralar: Suç Geliri Aklama Şüphesi
Erzan’ın avukatı kayıp paraların aslında mevcut olmadığını iddia etse de MASAK raporları, suç gelirinin aklanmasına dair şüpheleri güçlendiriyor. Toplamda 44 milyon dolara yakın bir para kaybolmuş durumda. Bu paranın izinin sürülmesi ve varsa diğer sorumluların ortaya çıkarılması, kamuoyunun olayın ardındaki gerçekleri öğrenme beklentisini daha da artırıyor.
Bankanın Rolü ve Kamuoyunun Beklentisi
DenizBank, 120 sayfalık savunmasında her iddiaya bir kılıf bulmuş gibi görünse de Baltaş’ın avukatı Karadağ, bankanın bu tür kapsamlı savunmalarla gerçekleri perdelemeye çalıştığını vurguluyor. Kamuoyu, Seçil Erzan’ın böylesi büyük bir dolandırıcılığı tek başına yürütmüş olmasının imkansızlığı karşısında, banka yönetiminin ve denetim mekanizmalarının da süreçteki rollerini sorguluyor. 15 Kasım’daki duruşma, DenizBank’ın bu olaydaki rolüne dair önemli bilgilerin ortaya çıkmasına sahne olabilir.