Reklamcılık ve televizyonculuk sektöründe kalıcı izler bırakan, toplumsal faydayı önceleyen projeleriyle takdir toplayan, üretkenliği ve mütevazılığıyla tanınan Ali İhsan Sönmez, aramızdan ayrıldı. 6 Eylül 1967’de dünyaya gelen Sönmez, dört ay önce konan kanser teşhisi sonrası yürüttüğü mücadelede ne yazık ki yaşam savaşını kaybetti. Üç çocuğuyla birlikte yaşadığı hayat, bugün ardında hem mesleki hem de insani bir miras bırakarak sonlandı.

Sadece Reklamcı Değil, Bir Toplum Projeleri Öncüsüydü
Ali İhsan Sönmez, yalnızca televizyon ve reklam sektöründe değil, aynı zamanda toplumsal dönüşüm projelerinde de adından sıkça söz ettirdi. Türkiye’nin dört bir yanındaki okullara bilgisayar ulaştırmayı hedefleyen “Bilgisayarsız Okul Kalmasın” kampanyası, onun en çok ses getiren projelerinden biri oldu. Batı’dan Ortadoğu’ya kadar uzanan bir demir yolu hattı boyunca, bilgisayarsız okullara trenle bilgisayarlar gönderildi. Bu proje, yalnızca teknolojik bir destek değil, bir umut taşımaydı.

Her Zaman Geri Planda, Ama Hep En Etkili Yerdeydi
Kendini öne çıkarmadan büyük işler başaranlardan biriydi Ali İhsan Sönmez. Prodüksiyon ve reklam sektöründe yüzlerce işin arkasındaki yaratıcı akıl olarak biliniyordu. Genç yeteneklerin yolunu açan, deneyimini paylaşan, ama hiçbir zaman gösterişe kaçmayan yapısıyla, gerçek bir “sessiz kahraman”dı.
Eserleriyle Yaşamaya Devam Edecek
Onun adı belki kameraların önünde sıkça anılmadı; ancak ürettiği fikirler, oluşturduğu kampanyalar ve yürüttüğü projeler, bugün hâlâ etkisini sürdürüyor. Ali İhsan Sönmez, özellikle eğitim, çocuklar ve sosyal fayda ekseninde yürüttüğü işler sayesinde, ismini geleceğe taşıdı. Onun dokunduğu hayatlar, onun adına konuşmaya devam edecek.
Meslektaşları Anılarla Yüklü Mesajlar Paylaştı
Ali İhsan Sönmez’in cenazesinde, Galatasaray’ın eski başkanı Faruk Süren başta olmak üzere, iş dünyasından medya temsilcilerine kadar pek çok önemli isim hazır bulundu.

Vefatının ardından çok sayıda reklamcı, televizyoncu ve eski proje ortakları Ali İhsan Sönmez hakkında duygusal mesajlar paylaştı. Onu tanıyan herkes, alçakgönüllü yapısını, derin düşüncelerini ve hayata karşı hep üretken yaklaşımını vurguladı. “Gitti ama çok şey bıraktı” cümlesi, belki de en çok yankı uyandıran sözlerden biri oldu.

Üç Çocuğuna ve Bir Nesle Rehber Oldu
Hayattaki en büyük başarısı belki de baba olmasıydı. Üç çocuğuyla paylaştığı hayat, onun için her zaman en özel alan oldu. Ancak bir yandan da, genç yaratıcı zihinlere verdiği destekle adeta bir “mesleki baba” haline gelmişti. O, yalnızca ailesine değil, bir kuşağa ilham veren bir figürdü.
