Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’nun Ar-Ge birimi KAMUAR, Ekim 2025’e ait “Halkın Enflasyonu” araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Verilere göre, gıda fiyatlarındaki artış 65 aydır aralıksız devam ediyor. Ekim ayında fiyatlar bir önceki aya göre yüzde 3,7 yükselirken, yılın ilk 10 ayındaki toplam artış yüzde 39,2, son bir yıldaki artış ise yüzde 57,1 olarak kaydedildi.
KAMUAR’ın her ay düzenli olarak yaptığı bu çalışmada, halkın en çok tükettiği 64 temel gıda maddesinden oluşturulan sepetteki fiyat hareketleri izleniyor.
Ekmek ve Sebze Grubunda Sert Artış
Araştırmaya göre, gıda enflasyonunda en sert yükseliş ekmek, pirinç, un, bulgur ve makarna grubunda yaşandı. Bu kategorideki fiyatlar ekim ayında yüzde 7,4 oranında arttı. Sebze fiyatları yüzde 13,5, yağ fiyatları yüzde 7,3 artarken, et ve balık fiyatlarında yüzde 0,8, meyve fiyatlarında ise yüzde 0,4 oranında düşüş kaydedildi.
Uzmanlara göre özellikle sebze ve yağ gruplarındaki sert yükseliş, hem iklim koşulları hem de artan üretim maliyetleriyle doğrudan bağlantılı.
Gıda Artışı 65 Aydır Durmuyor
Birleşik Kamu-İş verileri, Ağustos 2020’den bu yana gıda fiyatlarının her ay arttığını ortaya koyuyor. Bu da 65 ay kesintisiz yükseliş anlamına geliyor. Konfederasyon yetkilileri, bu durumun Türkiye ekonomisinde kalıcı bir gıda enflasyonu dönemine işaret ettiğini vurguluyor.
KAMUAR’ın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Gıda fiyatları, ücretliler ve dar gelirliler için temel enflasyon haline gelmiştir. TÜİK, gıda harcamalarının toplam harcamalardaki payını yüzde 25 olarak kabul ediyor ancak milyonlarca yurttaş gelirinin neredeyse tamamını gıda ve barınmaya ayırmak zorunda kalıyor.”
Maaş Artışları Fiyatlara Yetişemiyor
Raporda, özellikle kamu çalışanlarının satın alma gücündeki düşüşe dikkat çekildi. Verilere göre, Eylül 2021’den bu yana gıda fiyatları yüzde 1.449 artarken, kamu çalışanı maaşları aynı dönemde yalnızca yüzde 1.034 oranında yükseldi.
Bu fark, kamu emekçilerinin satın alma gücünün yüzde 33 oranında erimesi anlamına geliyor. KAMUAR, ücret artışlarının gıda fiyatlarındaki yükselişi telafi edemediğini belirterek, “Maaş artışları, enflasyonun çok gerisinde kalıyor. Bu da dar gelirli yurttaşlar için yoksullaşmanın derinleşmesi demektir.” açıklamasını yaptı.
Uzmanlardan Uyarı: “Artış Eğilimi Sürecek”
Ekonomistler, önümüzdeki dönemde gıda fiyatlarındaki yükselişin hız kesmeden devam edeceğini öngörüyor. Artan döviz kuru, üretim girdilerindeki zamlar, tarımsal üretimde verim düşüklüğü ve lojistik maliyetler, fiyat baskısının ana nedenleri arasında gösteriliyor.
Birleşik Kamu-İş de raporunda bu eğilime dikkat çekerek, “Gıda fiyatlarındaki artış eğilimi önümüzdeki aylarda da hızlanarak sürecektir” değerlendirmesine yer verdi.
Gıda Enflasyonu Sosyal Eşitsizliği Derinleştiriyor
Gıda fiyatlarındaki uzun süreli artış, yalnızca hanelerin bütçesini değil, aynı zamanda toplumsal dengeleri de etkiliyor. Uzmanlar, yoksul kesimlerin gelirinin büyük kısmını gıdaya ayırmak zorunda kalmasının sosyal adaletsizlik riskini büyüttüğünü ifade ediyor.
Ekonomistlere göre, düşük gelirli haneler için gıda enflasyonu sadece bir ekonomik veri değil, yaşam kalitesini doğrudan etkileyen bir hayatta kalma mücadelesine dönüşmüş durumda.
Politika Önerileri
Uzmanlar, bu tablo karşısında üretim zincirinde planlama ve destek mekanizmalarının güçlendirilmesi gerektiğini belirtiyor. Gıda arz güvenliği için tarımsal üretime yönelik sübvansiyonların artırılması, küçük üreticinin korunması ve tedarik zincirindeki aracıların denetlenmesi, çözüm önerileri arasında yer alıyor.
Ekonomistlere göre, fiyat istikrarı sağlanmadıkça gelir politikaları yetersiz kalacak ve halkın enflasyonu ile resmi veriler arasındaki makas daha da açılacak.
