21 Şubat 1965 tarihinde, ABD’nin siyah özgürlük hareketinin önde gelen simalarından Malcolm X, New York’ta uğradığı bir suikasta kurban gitti. Bu suikastın failleri hala tartışmalı olmakla birlikte, Malcolm X’in ölümünden sonra kurulan Kara Panterler gibi radikal siyah örgütler için ilham kaynağı olduğu gibi, Black Lives Matter hareketinin temellerini de atmış oldu.
Malcolm’un yaşamı ve mücadelesi, sadece Afrika kökenli Amerikalılar için değil, tüm dünya çapında özgürlük ve eşitlik isteyen halklar için önemli bir dönüm noktasıydı. İşte Malcolm X’in kısa yaşam öyküsü ve suikastının perde arkası…
Malcolm Little’ın Zorlu Gençliği
Malcolm Little, 19 Mayıs 1925’te, Nebraska’da doğdu. Baptist bir rahibin yedinci çocuğu olarak dünyaya gelen Malcolm, henüz 6 yaşındayken babasının Ku Klux Klan tarafından öldürülmesiyle travmatik bir döneme girdi. Annesi de birkaç yıl sonra sinir krizi geçirerek akıl hastanesine kaldırıldı ve Malcolm ile kardeşleri farklı koruyucu ailelere yerleştirildi. Gençliğinde farklı vasıfsız işlerde çalışan Malcolm, Harlem’e taşındıktan sonra suç dünyasına adım attı ve 1942-1946 yılları arasında uyuşturucu, fuhuş ve yasa dışı bahis işlerine karıştı.

“X” Olmanın Hikayesi: İslam’a Geçiş
1952 yılında hapse girmesi, Malcolm’un hayatında bir dönüm noktası oldu. Hapisteyken, İslam Milleti adlı bir organizasyonla tanışan ve kitaplar okuyarak kendi düşünsel yolculuğuna çıkan Malcolm, beyaz ırkın üstünlüğüne karşıt bir siyah milliyetçiliği savunan bu dini hareketin lideri Elijah Muhammed’in takipçisi oldu. Bu süreçte, “X” soyadını alarak geçmişinden kurtulmaya karar verdi ve kendisini radikal bir şekilde yeniden tanımlamaya başladı.
Malcolm X, kısa süre içinde İslam Milleti’nin en önde gelen figürlerinden biri oldu. Ancak zamanla, Elijah Muhammed’in kişisel yaşamı ve dini öğretileriyle ilgili hayal kırıklığına uğrayarak, daha evrensel bir bakış açısına sahip olmaya başladı.
Hacı Mâlik Eş-Şahbaz: Yeni Bir Yol
Malcolm X, 1964 yılında Hac ibadetini yerine getirdi ve Hacı Mâlik eş-Şahbaz ismini aldı. Bu seyahat, onun Pan-Afrikanizm ve sosyalizm gibi daha enternasyonalist fikirleri benimsemesine yol açtı. Kwame Nkrumah ile görüştükten sonra, Afrika’daki sömürgeciliğin ve Amerika’daki siyahların mücadelesinin aynı çerçevede ele alınması gerektiğini savundu. Aynı yıl, Organization of Afro-American Unity (OAAU) adlı laik bir organizasyon kurarak, İslam Milleti’nin içinden çıkıp, daha geniş bir siyah halk mücadelesi perspektifine sahip oldu.

Radikal Bir Geçiş: Devrimci Bir Dünyada Yaşamak
Malcolm X, artık İslam Milleti’nin sınırlarını aşarak, sivil haklar hareketi ve insan hakları konusunda daha geniş bir dil kullanmaya başlamıştı. 1963 yılında Che Guevara’yı bir toplantıya davet etti ve bu etkinlik, onun Amerika’daki iç siyasete müdahale etme niyetini ortaya koyuyordu. Malcolm X, ırkçılığın sadece siyahların değil, tüm insanlığın sorunu olduğunu vurgulamaya başladı ve bir devrimci olarak dünyanın her yerinde özgürlük mücadelesi verenlerle aynı cephede yer aldığını ilan etti.
Suikast ve Ardındaki Sırlar
Malcolm X’in fikirleri, İslam Milleti ile olan ilişkisini zayıflattı ve 1965 yılında, 21 Şubat günü, New York’ta katıldığı bir toplantıda suikaste uğradı. Üç kişi tarafından 21 kurşunla öldürülen Malcolm X, öldükten sonra yapılan incelemelerle birlikte, faillerin bir kısmının masum olduğu ortaya çıktı. Suikastın ardından İslam Milleti’ne üye üç kişi mahkum oldu, ancak daha sonra yapılan araştırmalar, bu kişilerin suçsuz olduğunu gösterdi. Ayrıca, FBI ve New York Polis Teşkilatı’nın olaya dair bilgi sahibi oldukları, ancak içeriye sızan muhbirleri ve gizli polisleri korudukları ortaya çıktı.
Perde Arkası: FBI ve Gizli Polislerin Rolü
Malcolm X’in öldürülmesinin ardından yapılan araştırmalar, olayın arkasında FBI’nin ve New York Polis Teşkilatı’nın da parmağı olabileceğini gösterdi. FBI, Malcolm X’in devrimci söylemleri ve siyah özgürlük mücadelesinin potansiyel tehdit olarak değerlendirilmesi nedeniyle onu yakından izliyordu. Ayrıca, FBI’nın gizli operasyonları ve polis teşkilatınınMalcolm X’in suikastına göz yumması da uzun yıllar boyunca bir gizem olarak kaldı.
Mirası ve Etkisi
Malcolm X, ölümünden sonra Kara Panterler gibi radikal siyah örgütlerin temellerine ilham kaynağı olmuş, günümüzde ise Black Lives Matter hareketinin fikirsel dayanaklarından biri olarak hâlâ etkisini sürdürmektedir. Irkçılıkla mücadele, insan hakları ve özgürlük konularında attığı adımlar, 60 yıl sonra bile dünya çapında önemli bir etki yaratmaktadır. Ancak, suikastı ve öldürülmesinin ardındaki gerçekler, hala siyah özgürlük mücadelesi için bir ders niteliği taşımaktadır.