Yapay zekâ ve robot teknolojilerindeki patlama, gelecek 20 yıl içinde insan emeğini neredeyse tamamen gereksiz kılabilir. Teknoloji teorisyeni ve gelecek araştırmacısı Adam Dorr, bu dönüşümün hızına ve etkisine dair sert uyarılarda bulundu: “Bu değişim yavaş değil, yıkıcı olacak. Ve çoktan başladı.”
İnsan Emeği, Tarih Olmak Üzere
Dorr’a göre, robotlar ve yapay zekâ sistemleri önümüzdeki 20 yıl içinde neredeyse tüm sektörleri ele geçirecek. Tıpkı otomobilin at arabalarını, elektriğin gaz lambalarını ya da dijital kameraların Kodak’ı bitirmesi gibi, yeni teknolojiler de insan emeğini sistematik biçimde ortadan kaldıracak.
“Eğer bir işi daha ucuza, daha hızlı ve daha iyi yapabiliyorsanız, neden insana ihtiyaç duyasınız?” diye soran Dorr, mevcut eğilimlerin geri döndürülemez olduğunu vurguluyor: “Biz artık o atlarız. Biz o film makineleriyiz.”
Değişim Tahmin Edilenden Daha Hızlı Gelecek
Kaliforniya Üniversitesi mezunu olan ve ABD merkezli düşünce kuruluşu RethinkX’in araştırma direktörlüğünü yürüten Dorr, Dublin’de düzenlenen Dargan Forumu’nda konuştu. Araştırmalarına göre, herhangi bir yeni teknoloji piyasada %3’lük bir paya ulaştığında, 15-20 yıl içinde baskın hale geliyor.
Bu da demek oluyor ki, robotların tam anlamıyla iş gücüne hâkim olması için 2045’e kadar beklemeye gerek yok. Dorr: “Hazırlanmak için fazla zamanımız yok. Bu süreç sancılı olacak.”
Her Sektör Tehlikede: Ya Birlikte Çalışacağız Ya Da İşsiz Kalacağız
Dorr, bazı sektörlerde geçici olarak insan-robot işbirliği modelleri gelişebileceğini söylüyor. Örneğin satrançta bir dönem olduğu gibi, insanların yapay zekâyla birlikte çalıştığı hibrit dönemler olabilir. Ancak bu geçici olacak.
Siyaset, etik, seks işçiliği ve spor koçluğu gibi yalnızca insan deneyimine dayalı meslekler ayakta kalabilir. “Ancak bu işler, dünyada 4 milyar kişiye istihdam sağlayacak kadar fazla değil.”
Yeni Ekonomik Modeller Şart
Dorr, toplumların bugünden başlayarak değer, mülkiyet ve dağıtım sistemlerini yeniden tanımlaması gerektiğini savunuyor. “Ne kadar geç başlarsak, çöküş o kadar sert olur. Yeni mülkiyet yapıları, paydaş modelleri ve gelir dağıtımı sistemleri denemeliyiz.”
Bu dönüşüm iyi yönetilirse, insanlık “süper bolluk” dönemine geçebilir. Dorr, “Ama kötü yönetilirse, tarihin en sert eşitsizlik ve oligarşi dönemine gireriz,” uyarısında bulunuyor.
İyimser Bir Gelecek Mümkün Mü?
Dorr’un yazdığı “Brighter: İyimserlik, İlerleme ve Çevreciliğin Geleceği” adlı kitabında, temiz enerji ve adil teknolojiyle herkesin fayda göreceği bir gelecek anlatılıyor. Açık kaynak yazılımlardan ilham alınarak gelir paylaşımı yapılabileceğini savunuyor.
“Zenginlerin çalışmadan yaşadığı tarihsel örnekler var. Kimileri mutsuzdu ama kimileri de anlamlı ve üretken bir hayat sürdü. Biz de ilişkilerimiz, topluluklarımız ve çevremizle yeniden anlam bulabiliriz