Ortadoğu, son yılların en büyük askeri gerilimlerinden birine sahne olurken, ABD Başkanı Donald Trump tarihi bir kararın eşiğinde. İran’ın Fordow nükleer tesisini hedef alabilecek, yalnızca ABD envanterinde bulunan 13 tonluk sığınak delici bombalar, bölgeye konuşlandırılan B-2 hayalet uçakları ve 45 bin askerlik özel birlik, yeni bir dönemin kapısını aralıyor.
Washington Gerilimi Zirveye Taşıdı
İsrail-İran hattında artan tansiyon karşısında Washington, diplomatik söylemlerin ötesine geçerek bölgeye ciddi askeri takviyeler yaptı. Trump yönetiminin emrindeki küresel askeri güç; uzun menzilli bombardıman uçakları, uçak gemileri, füze destroyerleri ve gelişmiş teknolojiye sahip silahlarla dikkat çekiyor. Bazı birlikler çoktan bölgeye ulaşmışken, geri kalanlar olası bir müdahale için hazırlıklarını tamamlıyor.
45 Bin ABD Askeri Sahnede
Beyaz Saray’daki Kriz Merkezi’nde gerçekleşen son güvenlik zirvesinde Trump, İran’a yönelik olası hamleleri değerlendirdi. İsrail’e verilen savunma desteğinin ardından şimdi ABD’nin doğrudan askeri müdahalesi gündemde. CENTCOM komutası altındaki 40 ila 45 bin askerlik gücün, kara, deniz ve hava bileşenleriyle çok uluslu bir operasyona hazır olduğu bildirildi.
Fordow’un Tek Rakibi: MOP Bombası
ABD’nin kullanabileceği en etkili silahlardan biri, 13.600 kilogramlık “MOP” (Massive Ordnance Penetrator) olarak bilinen dev bomba. Boeing tarafından geliştirilen bu mühimmat, yerin 90 metre altındaki hedefleri bile yok etme kapasitesine sahip. GPS ile yönlendirilen MOP, İran’ın Fordow yakıt zenginleştirme tesisini vurabilecek tek silah olarak değerlendiriliyor.
Savunma analisti Rebecca Grant, MOP’un yalnızca B-2 hayalet bombardıman uçaklarıyla birlikte kullanılabileceğini ve hedef doğrulamasının insansız hava araçlarıyla desteklenebileceğini vurguluyor. Grant’a göre bu tip bir saldırı, yalnızca ABD’nin gerçekleştirebileceği bir “nokta atışı” operasyon anlamına geliyor.
Dağların İçindeki Nükleer Kale: Fordow
Kum kenti yakınlarında, dağların içine inşa edilen Fordow Zenginleştirme Tesisi, 2009’da ilk kez kamuoyuna açıklandı. Ancak iç yapısına dair bilgiler hâlâ sınırlı. Beş tünel, geniş güvenlik alanları ve yoğun koruma önlemleriyle çevrili bu yapı, yerin 80-90 metre altına inşa edilen reaktör salonlarıyla biliniyor.
İsrail istihbaratının ele geçirdiği belgeler, Fordow’un nükleer silah üretimi için uygun bir altyapıya sahip olduğunu gösteriyor. Ancak Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA), son saldırılara rağmen tesisin hâlâ zarar görmediğini raporluyor.
Denizden Kuşatma: ABD Donanması Alarmda
Operasyona denizden destek verecek USS Carl Vinson uçak gemisi taarruz grubu, Arap Denizi’nde görevde. Grupta F-35, F-18 ve EA-18 Growler jetleriyle birlikte 3 bin denizci ve 2 bin hava personeli bulunuyor. Ek olarak USS Nimitz grubu da bölgeye intikal etmiş durumda.
Doğu Akdeniz’de konuşlu üç Aegis güdümlü füze destroyeri; USS Arleigh Burke, USS The Sullivans ve USS Thomas Hudner, olası bir füze savunması için hazır bekliyor. Kızıldeniz’de görevli iki destroyer de İran’ın balistik füzelerine karşı kritik bir savunma hattı oluşturuyor.
İnşa Süreci ve Gizli Hedefler
Uydu görüntüleri, Fordow’un inşasının 2000’li yılların başına uzandığını gösteriyor. 2004’te belirginleşen yapılar, aslında daha erken tarihlerde inşa edilmiş olabilir. IAEA’nın 2002 tarihli fotoğraflara ulaşması, bu iddiaları destekliyor.
Fordow’un ana hedefinin ne olduğu hâlâ netleşmiş değil. Ancak son dönemde İsrail tarafından hedef alınması, burada zenginleştirilmiş uranyumun nükleer silaha dönüştürülme ihtimalini gündeme getirdi.
Yeni Bir Döneme Doğru
Trump’ın önünde birçok senaryo var. Ancak ABD’nin bu kadar kapsamlı askeri varlığı bölgeye yığması, yalnızca bir gözdağı değil, olası bir doğrudan saldırının ayak sesleri olarak değerlendiriliyor. Fordow’a yapılacak bir operasyon, sadece İran’ı değil, tüm Ortadoğu’yu ve küresel dengeleri yeniden şekillendirebilir.