Eğitimde köklü değişikliklerin tartışıldığı günümüzde, Bakan Tekin’in “12 yıllık eğitim süresi çok uzun” açıklamaları, yeni bir tartışma dalgasını başlattı. Bu açıklamanın ardından, eğitim dernekleri liselerde zorunlu eğitimin kaldırılmasını talep etti. Ancak, bu öneriler karşısında eğitimciler ve akademisyenler, zorunlu eğitimin bir hak olduğu ve çocukların eğitim hakkının anayasal bir güvence olduğu görüşünü savunuyor.
Bakan Tekin’in Açıklamaları ve 4+4+4 Sistemi
Millî Eğitim Bakanlığı’nın 2012-2013 eğitim-öğretim yılında hayata geçirdiği 4+4+4 eğitim sisteminde değişiklik yapılacağına dair iddialar, Bakan Tekin’in “Zorunlu eğitim çok uzun, yakında tartışmaya açılabilir” açıklaması ile yeniden gündeme geldi. Tekin’in, 4+4+4 eğitim sistemini eleştirerek 12 yıllık zorunlu eğitimin gereksiz uzun olduğu yönündeki görüşü, eğitimin süresi konusunda geniş çaplı bir tartışma başlattı.
Eğitim sisteminin değiştirilmesi gerektiğini savunan bazı dernekler, “Türk Eğitim Sistemi ve Zorunlu Eğitimin Yansımaları” başlıklı bir çalıştay düzenledi. Bu raporda, lise zorunluluğunun kaldırılması gerektiği savunuldu ve önerilen 4+4+3 sistemi ile lise yıllarının üç yıla indirileceği vurgulandı. Ayrıca, mesleki eğitimin önemine dikkat çekildi ve meslek liselerinin, daha fazla saygınlık kazanarak diğer liselere alternatif olarak gösterilmesi gerektiği ifade edildi.
Zorunlu Eğitimin Kaldırılması Ne Gibi Sonuçlar Doğurur?
Eğitim Sen Kurucu Genel Başkanı Yıldırım Kaya, zorunlu eğitimin kaldırılmasının kız çocuklarını okuldan uzaklaştıracağını ve erken evliliği teşvik edeceğini belirtti. Ayrıca, karma eğitimin zarar göreceğine dikkat çekerek, eğitimde eşitliğin sağlanmasının önemini vurguladı. Kaya, zorunlu eğitimin, Anayasal bir hak olduğunu ve devletin çocuklara eğitim sağlama yükümlülüğünü yerine getirmesi gerektiğini ifade etti.
Kaya’ya göre, önerilen 4+4+3 sistemi, eğitimde fırsat eşitliğini zayıflatacak ve kamusal eğitimi geriletecek. Bunun yerine, eğitimde nitelikli, bilimsel ve laik bir sistemin benimsenmesi gerektiği görüşünü savundu. Mesleki eğitimin ise sadece eğitim sistemi içerisinde değil, toplumda da saygınlık kazanması gerektiği önemle vurgulandı.
Eğitimde Yeni Model: Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli
Bazı eğitim dernekleri, Türkiye Yüzyılı Maarif Modelini savunarak, eğitimin bireysel tercihlere bırakılmasını ve kamusal eğitimin zayıflatılmasını öneriyor. Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, bu modelin eleştirilerinin bazı dernekler üzerinden yanıtlandığını belirtti. Ayrıca, bu modelin, kız çocuklarını okuldan uzaklaştırmayı, karma eğitimi sona erdirmeyi ve çevrimiçi eğitim gibi uygulamaları gündeme getirdiğini ifade etti.
Irmak, zorunlu eğitimin ilkokul öncesine kadar genişletilmesi gerektiğini ve ilkokul eğitim süresinin 5 yıla çıkarılması gerektiğini savundu. Eğitimdeki temel sorunun eğitim süresinin uzunluğu değil, içerik ve yöntem olduğunu belirten Irmak, Finlandiya gibi başarılı eğitim sistemlerinden örnekler vererek, eğitimde daha nitelikli bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiğini ifade etti.
Tartışmaların Geleceği
Zorunlu eğitimle ilgili tartışmalar, yalnızca eğitimciler ve dernekler arasında değil, siyasetçiler ve toplumun geniş kesimleri arasında da büyük yankı uyandırdı. Bakan Tekin ve diğer yetkililer tarafından dile getirilen bu değişiklik önerileri, uzun vadede eğitim sisteminde büyük değişimlere yol açabilir. Ancak, eğitimde eşitlik, nitelik ve fırsat eşitliği gibi önemli unsurların göz ardı edilmemesi gerektiği, birçok uzman tarafından altı çizilen bir konu olmaya devam ediyor.