İklim değişikliği yalnızca çevreyi değil, aynı zamanda toplumsal yapıları da derinden etkiliyor. Yapılan araştırmalar, aşırı hava olaylarının kadınlara yönelik şiddet riskini artırdığını ortaya koyuyor. Fırtınalar, sıcak hava dalgaları ve seller gibi aşırı hava olayları, özellikle yoksul bölgelerde kadınların maruz kaldığı istismar ve şiddet vakalarının artmasına neden olabiliyor.
Felaketlerin Ardından Şiddet Artışı
Fırtınalar ve seller gibi felaketlerin ardından ailelerde artan stres, gıda güvensizliği ve işsizlik gibi faktörler, şiddet eğilimlerini körüklüyor. University College London’dan Profesör Jenevieve Mannell, bu tür olayların yaşandığı bölgelerde kadına yönelik şiddetin önemli ölçüde arttığını belirtiyor. Özellikle kuraklık ve su kıtlığı gibi uzun süreli felaketlerde, kadınlar aile içi şiddete karşı daha savunmasız hale geliyor.
Yoksulluk, Kadınları Daha Fazla Etkiliyor
Yoksulluk ve toplumsal eşitsizlikler, kadınları aşırı hava olaylarına karşı daha da savunmasız kılıyor. BM’nin raporlarına göre, Kenya’da kuraklık nedeniyle evlerinden çıkarılan kadınlar ve Peru’da su bulmak için uzun mesafeler katetmek zorunda kalan kadınlar, cinsel saldırı gibi ciddi tehditlerle karşı karşıya kalıyor.
Isı ve Şiddet Arasındaki Bağlantı
Sıcak hava dalgalarının saldırgan davranışları tetiklediği ve kadına yönelik şiddetin arttığı da gözlemlenen bulgular arasında. Örneğin, İspanya’da sıcaklıkların yükseldiği dönemlerde yakın partner şiddetinin arttığı kaydedildi. Isı ve nem gibi çevresel faktörler, şiddet eğilimlerini artırarak kadınların tehlikeye maruz kalma riskini yükseltiyor.
Uzun Vadeli Etkiler
İklim felaketleri sadece felaketin yaşandığı anda değil, uzun vadede de toplumsal yapılar üzerinde ciddi etkiler yaratıyor. Bu olaylar, ailelerdeki stres seviyelerini artırarak şiddeti daha yaygın hale getiriyor. Ayrıca, felaketler sonrasında devletlerin ve toplumsal hizmetlerin şiddetle mücadeleye odaklanmasını zorlaştırıyor, bu da kadınların korunmasız kalmasına yol açıyor.