Ryan Murphy’nin tartışmalı dizisi Canavarlar: Lyle ve Erik Menendez’in Hikayesi (Monsters: The Lyle and Erik Menendez Story), yayına girmesinin ardından ikinci haftasında da zirvede kalmayı başardı. Netflix’te yayınlanan ve milyonlarca kişi tarafından izlenen bu gerçek suç dizisi, sadece ekranlarda değil, aynı zamanda hukuk sahnesinde de büyük bir etki yarattı.
Los Angeles Savcılığından Yeni Soruşturma
Los Angeles Bölge Savcısı George Gascon, dizinin içerdiği bilgiler ışığında, Menendez kardeşlerin cinsel istismar iddialarının yeni bir kanıt olarak değerlendirilebileceğini açıkladı. Özellikle, Erik Menendez’in 1989’daki cinayetlerden 8 ay önce yazdığı öne sürülen bir mektup ve 1980’lerde ünlü Menudo müzik grubunun bir üyesinin, kardeşlerin babası Jose Menendez tarafından cinsel istismara uğradığı iddiası yeniden gündeme getirildi.
Gascon, “Bu yeni bilgilerin doğruluğuna karar vermek için henüz erken olsa da, elimizdeki kanıtları yeniden değerlendirmeye yönelik etik bir zorunluluğumuz var” diyerek, olası bir yeniden yargılama sürecine kapı araladı.
Avukat Mark Geragos’tan Cesur Adım Yorumu
Menendez kardeşlerin avukatı Mark Geragos, bu gelişmeyi “cesur bir adım” olarak nitelendirirken, adalet sisteminde son 10-15 yılda büyük ilerlemeler kaydedildiğini belirtti. Geragos, davanın yeniden gözden geçirilmesi durumunda, mantıklı düşünen herkesin kardeşlerin serbest bırakılması gerektiği fikrine varacağını ifade etti.
Ryan Murphy’nin Dizisine Menendez Kardeşlerden Eleştiri
Dizinin yayınlanmasının ardından Erik Menendez, Ryan Murphy’yi “kötü niyetli” olmakla suçlayarak, dizideki karakter tasvirlerini aşağılayıcı bulduğunu belirtti. Ancak Murphy, Menendez kardeşlere hikayelerini anlatma fırsatı verdiklerini savunarak, “İkinci duruşmada adil bir yargılanma olmadığını düşünüyorum” dedi.
Diziye Büyük İlgi
19 Eylül’de yayına giren dizi, Lyle ve Erik Menendez kardeşlerin, ebeveynleri José ve Mary Louise “Kitty” Menendez‘i öldürdükleri dava sürecini ele alıyor. Kardeşler, cinayet sırasında 21 ve 18 yaşlarındaydı. Mahkemede, anne ve babaları tarafından cinsel istismara uğradıklarını iddia ederek kendilerini savundular. Savcılık ise cinayetlerin, aile servetini ele geçirmek amacıyla işlendiğini öne sürmüş ve dava müebbet hapis cezası ile sonuçlanmıştı.