Son günlerde sosyal medya ve bazı mecralarda, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın üniversite diplomalarına ilişkin çeşitli iddialar yeniden dolaşıma sokuldu. Bu iddiaların arkasında, geçmişte olduğu gibi bazı yapılar tarafından sistematik bir yıpratma kampanyasının sürdürüldüğü iddia ediliyor. Dışişleri Bakanlığı kaynakları, söz konusu iddiaların daha önce de ortaya atıldığını ve her defasında belgelerle çürütüldüğünü vurguladı.
Bakanlık: Asılsız İddialar Bilinçli Bir Kampanyanın Parçası
Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, “Sayın Bakanımıza yönelik olarak son yıllarda FETÖ ve türevleri tarafından yürütülen çok yönlü yıpratma kampanyalarının bir parçası olan bu iddialar, kamuoyunu kasıtlı olarak yanıltmayı hedefliyor” ifadeleri kullanıldı. Açıklamada özellikle, bu tür dezenformasyonların belirli aralıklarla ısıtılarak tekrar gündeme getirildiği ve bu durumun kamuoyu nezdinde kafa karışıklığı yaratmayı amaçladığı belirtildi.
DMM, Tüm Belgeleri Kamuoyuyla Paylaştı
İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), 15 Mayıs 2025 tarihinde resmi internet sitesi üzerinden yaptığı açıklamada, Hakan Fidan’ın lisans, yüksek lisans ve doktora diplomalarına ilişkin belgeleri yayımlamıştı. Aynı açıklamada, Fidan’a ait denklik belgeleri de kamuoyunun erişimine açık şekilde paylaşılmıştı. Bu açıklamayla birlikte, iddiaların asılsız olduğu resmi belgelerle kanıtlanmıştı.
YÖK ve Milli Eğitim Bakanlığı TBMM’de Yanıt Vermişti
Ayrıca, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) konuyla ilgili olarak verilen bir soru önergesi, 12 Haziran 2025 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı aracılığıyla Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından resmi olarak yanıtlanmıştı. Bu yanıt içerisinde, Hakan Fidan’ın akademik geçmişiyle ilgili tüm eğitim belgeleri detaylarıyla açıklanmış ve ilgili tüm kurumlarca onaylandığı belirtilmişti. Dolayısıyla, iddiaların yalnızca kamuoyunu yanıltmaya yönelik olduğu bir kez daha ortaya konulmuş oldu.
Hukuki Süreç Başlatıldı
Dışişleri Bakanlığı kaynakları, söz konusu iddiaların tekrar gündeme getirilmesinin sadece dezenformasyon amacı taşımadığını, aynı zamanda bireyin itibarına da saldırı niteliği taşıdığını ifade etti. Bu nedenle, asılsız ithamlarda bulunan kişi ve kurumlara karşı hukuki süreçlerin başlatıldığı belirtildi. Açıklamada, “Yasal yollara başvurulmuştur ve bu süreçler kararlılıkla takip edilmektedir” denildi.
Kurumsal Yanıtın Altı Çizildi
Bakanlık kaynakları, böyle bir konuda şahsi bir açıklamanın yeterli olmayacağını, bu sebeple kurumsal mekanizmaların harekete geçirildiğini ve resmi belgelerle açıklama yapıldığını vurguladı. “Devletin en önemli diplomasi temsilcisinin itibarsızlaştırılmasına izin vermeyeceğiz” diyen kaynaklar, bu tarz dezenformasyonların yalnızca kişi değil, devlet kurumlarını da hedef aldığını kaydetti.
Dijital Ortamda Bilgi Kirliliğine Dikkat Çekildi
Açıklamalarda ayrıca, sosyal medya platformlarında yayılan bilgi kirliliği ve manipülasyonlara karşı kamuoyunun dikkatli olması gerektiği de ifade edildi. Özellikle belgelerle desteklenmeyen, yalnızca iddiaya dayalı içeriklerin yayılma hızı göz önüne alındığında, toplumun resmî kaynaklara itibar etmesi gerektiği vurgulandı. DMM’nin ve YÖK’ün yayımladığı belgeler hâlen ilgili kurumların dijital arşivlerinde erişime açık durumda.
Yıpratma Girişimlerine Karşı Kurumsal Dayanışma
Bu süreçte, yalnızca Dışişleri Bakanlığı değil, aynı zamanda İletişim Başkanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, YÖK ve TBMM gibi kurumlar da iş birliği içinde hareket etti. Bu kurumsal dayanışmanın, devletin yanlış bilgilendirmeye karşı koyma refleksinin bir göstergesi olduğu ifade ediliyor. Hakan Fidan’ın eğitim geçmişine dair kamuoyuna açık bir bilgi eksikliği bulunmadığı özellikle vurgulandı.