Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, Küresel Sumud Filosu’nda alıkonulan ve hâlâ İsrail’de tutulan 14 Türk vatandaşının yarın Ürdün üzerinden Türkiye’ye getirileceğini açıkladı.
Daha önce 36 Türk vatandaşının özel uçak seferiyle İstanbul’a dönmesinin ardından, kalan grubun da Türkiye’ye getirilmesi için diplomatik temaslar hız kazandı.
14 Türk Vatandaşı İçin Geri Dönüş Süreci Başladı
Dışişleri Sözcüsü Öncü Keçeli, sosyal medya platformu X (Twitter) üzerinden yaptığı açıklamada, İsrail’de gözaltında bulunan Türk vatandaşlarının durumuna ilişkin bilgi verdi.
Keçeli, “Hâlen İsrail’de tutulan 14 vatandaşımızın yarın (7 Ekim) Ürdün üzerinden ülkemize gelebilmeleri için çalışmalarımız sürüyor. Süreçle ilgili detayların bugün içinde netleşmesini bekliyoruz.” ifadelerini kullandı.
Bakanlık kaynakları, vatandaşların güvenliği ve sağlık durumlarının yakından takip edildiğini, dönüş sürecinin ise Ankara ve Amman arasında yürütülen koordinasyon ile ilerlediğini belirtti.
Daha Önce 36 Kişi Türkiye’ye Getirilmişti
Küresel Sumud Filosu’nda yer alan 36 Türk vatandaşı, 4 Ekim 2025’te Türk Hava Yolları’nın (THY) özel bir seferiyle Türkiye’ye getirilmişti.
Söz konusu sefer, Dışişleri Bakanlığı, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve THY koordinasyonuyla gerçekleşmiş; İstanbul Havalimanı’nda sabaha karşı inen uçakta, Türk vatandaşlarının yanı sıra farklı ülkelerden aktivistler de bulunmuştu.
Türkiye’ye dönen 137 kişilik grup arasında, ABD, Birleşik Arap Emirlikleri, Cezayir, Fas, İtalya, Kuveyt, Libya, Malezya, Moritanya, İsviçre, Tunus ve Ürdün vatandaşları da yer almıştı.
İsrail makamları tarafından kısa süreli sorguların ardından serbest bırakılan bu kişiler, uluslararası kamuoyunun yoğun tepkisi sonrasında ülkelerine dönmüştü.
Diplomatik Trafik Yoğunlaştı
Dışişleri Bakanlığı ve Ankara’daki İsrail Büyükelçiliği arasındaki temasların ardından, kalan 14 Türk vatandaşının iadesi için Ürdün üzerinden tahliye planı oluşturuldu.
Kaynaklara göre, operasyonun Türk diplomatik misyonlarının yakın koordinasyonu ile yürütüldüğü ve vatandaşların yarın sabah saatlerinde Türkiye’ye ulaşmasının beklendiği öğrenildi.
Dışişleri Sözcüsü Keçeli, açıklamasında diplomatik sürecin hassasiyetine dikkat çekerek, “Her bir vatandaşımızın güvenliği bizim önceliğimizdir. Bu süreçte tüm kurumlarımız koordineli şekilde çalışmaktadır.” ifadelerine yer verdi.
Küresel Sumud Filosu Nedir?
Küresel Sumud Filosu, Gazze’ye insani yardım götürmek amacıyla yola çıkan uluslararası bir sivil inisiyatif.
“Sumud” kelimesi Arapça’da “direniş” veya “kararlılık” anlamına geliyor.
Filoda yer alan gemiler, farklı ülkelerden aktivistler, sağlık çalışanları ve insan hakları gözlemcilerinden oluşuyor.
İsrail güvenlik güçleri, Eylül ayının sonunda filosu durdurarak gemilerdeki aktivistleri “yetkisiz giriş teşebbüsü” gerekçesiyle gözaltına almıştı.
Olay, uluslararası basında geniş yankı bulmuş; Birleşmiş Milletler, Uluslararası Af Örgütü ve birçok ülke olayı “uluslararası deniz hukukunun ihlali” olarak değerlendirmişti.
Türkiye’nin Diplomatik Müdahalesi
Türkiye, olayın ardından İsrail makamlarıyla temasa geçerek vatandaşlarının derhal serbest bırakılmasını talep etmişti.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirterek, “Vatandaşlarımızın güvenliği ve sağlığı bizim için önceliklidir. Diplomatik kanallarımız aktif olarak çalışmaktadır.” açıklamasında bulunmuştu.
İlk grupta yer alan 36 kişinin Türkiye’ye dönmesi, Ankara’da “başarılı bir diplomatik girişim” olarak değerlendirilmişti.
Şimdi ise gözler, 7 Ekim’de ülkelerine dönecek 14 Türk vatandaşında.
Aktivistler Türkiye’ye Ne Zaman Dönecek?
Dışişleri kaynaklarından edinilen bilgilere göre, 14 kişilik grubun yarın sabah Ürdün’den kalkacak bir charter seferiyle Türkiye’ye getirileceği planlanıyor.
THY’nin bu süreçte lojistik destek sağlayacağı, dönüşün ardından vatandaşların sağlık kontrollerinden geçirilip ailelerine teslim edileceği öğrenildi.
Vatandaşların Türkiye’ye ulaşmasının ardından Dışişleri Bakanlığı’nın resmi açıklama yapması bekleniyor.
Uluslararası Tepkiler Sürüyor
Sumud filosuna yapılan müdahale, yalnızca Türkiye’de değil, uluslararası kamuoyunda da tepkiyle karşılandı.
Birçok insan hakları örgütü, İsrail’in “orantısız güç kullanımı” ve uluslararası sularda yapılan gözaltı işlemleri nedeniyle eleştiri oklarının hedefi oldu.
Türkiye’nin olayla ilgili Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’ne başvuru yapmaya hazırlandığı belirtiliyor.