Cumartesi Anneleri’nin direniş simgesi haline gelen Emine Ocak, 89 yaşında hayata gözlerini yumdu. 1995 yılında gözaltında kaybolan oğlu Hasan Ocak’ın akıbetini sormak için Galatasaray Meydanı’nda yıllarca süren mücadeleyle hafızalara kazınan Emine Ocak, yaklaşık bir aydır yoğun bakımda tedavi altındaydı. Kalp krizi sonrası kaldırıldığı hastanede yaşam savaşını kaybeden Ocak’ın vefatı, insan hakları savunucuları tarafından büyük bir kayıp olarak nitelendirildi.
Kalp Krizi Sonrası Yoğun Bakımdaydı
Geçtiğimiz ay kalp krizi geçiren Emine Ocak, İstanbul’daki özel bir hastanede yoğun bakım servisinde tedavi görüyordu. Durumu günlerce ciddiyetini korurken, Cumartesi Anneleri ve insan hakları örgütleri, onun sağlık durumu hakkında sık sık kamuoyunu bilgilendirmişti. Ancak 23 Temmuz 2025 sabahı, Ocak’ın yaşamını yitirdiği haberi, Cumartesi Anneleri’nin resmi sosyal medya hesaplarından duyuruldu.
Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Cesaretiyle, ısrarı ve kararlılığıyla hakikat ve adalet mücadelemizin en güçlü sesi Emine Ocak’ı kaybettik. Büyük bir üzüntü içerisindeyiz. Cenaze töreniyle ilgili bilgilendirme daha sonra yapılacaktır.”
Galatasaray Meydanı’nın Sessiz Ama Direngen Sesi
Emine Ocak, Türkiye’de gözaltında kayıplara karşı yürütülen en uzun soluklu sivil itaatsizlik eylemlerinden biri olan Cumartesi Anneleri oturma eylemleriyle tanınıyordu. Oğlu Hasan Ocak, 1995 yılında gözaltına alındıktan sonra işkence izleriyle ölü bulunmuştu. Bu kayıp, hem aileyi hem de Türkiye kamuoyunu derinden etkilemişti.
Oğlunun bulunmasından sonra Emine Ocak, bu acısını sessizce kabullenmek yerine adalet için sokaklara çıktı. Her cumartesi Galatasaray Meydanı’nda yapılan oturma eylemlerine başından beri katıldı, bastonuna yaslanarak, elinde oğlunun fotoğrafıyla hep en ön sıradaydı.
Polis Müdahalelerine Direnişiyle Yanıt Verdi
Yıllar boyunca onlarca kez polis müdahalesine maruz kaldı, gözaltına alındı, yerlerde sürüklendi. Ancak hiçbir zaman adalet talebinden vazgeçmedi. En çok hafızalara kazınan anlardan biri, 2018 yılında Galatasaray Lisesi önünde polisler tarafından gözaltına alınmasıydı. 83 yaşında olmasına rağmen plastik kelepçeyle götürülmesi, hem ulusal hem uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmişti.
Emine Ocak’ın bu direnişi, Türkiye’deki kayıp yakınları mücadelesinin sembolüne dönüşmesini sağladı. O yalnızca bir anne değil, bir insan hakları direnişçisiydi.
Mücadelesi Bir Kuşağa İlham Oldu
Emine Ocak’ın kararlılığı, sadece kayıp yakınlarına değil, farklı mücadele alanlarında yer alan birçok kişiye de ilham kaynağı oldu. Onun adı, dayanışma, barış ve hak arama kavramlarıyla birlikte anıldı. Özellikle genç kuşak insan hakları aktivistleri, onun mücadelesinden cesaret alarak yeni adalet yolları açtılar.
Ocak’ın ölümünün ardından çok sayıda siyasetçi, sanatçı ve insan hakları savunucusu sosyal medyadan taziye mesajları paylaşarak, onun mücadelesini yaşatacaklarının sözünü verdi.