Bilim insanları, Comamonadacae ailesindeki çevresel bakterilerin atıksu sistemleri ve kent içi nehirlerindeki plastiklerde yetiştiğini uzun süredir bilse de ne işe yaradıkları sorusu yanıtsızdı. ABD’nin Northwestern Üniversitesi’ndeki araştırmacıların önderliğinde yapılan çalışmada, bu bakterilerin plastikleri yediği ortaya çıkarıldı.
Comamonadacae ailesindeki bakterilerin, plastikleri önce nanoplastik boyutuna gelecek kadar çiğnediği, sonra da salgıladığı özel bir enzimle sindirdiği belirtildi. Bu sayede karbon atomu halkalarının bakterilere gıda olduğu belirlendi. Bilim insanları, içme suyunu kirletip yaban hayatına zarar veren plastik çöp sorununu buradan aldıkları ilhamla yok etmeyi planlıyor.
Konuyla ilgili araştırma makalesi, Environmental Science & Technology adlı bilimsel dergide yayımlandı.
Araştırmanın Detayları
Araştırmaya öncülük eden Ludmilla Aristilde, şu ifadeleri kullanıyor:
“Plastik malzemelerin çürümesi, parçalanması ve karbon kaynağı olarak kullanılmasında, atıksulardaki bakterilerin etkili olduğunu ilk kez sistematik olarak gösterdik. Bu bakterilerin tüm süreci yürütebilmesi inanılmaz bir şey. Plastik malzemelerin parçalanması konusunda kilit öneme sahip enzimi de tanımladık. Bu enzim, çevredeki plastiklerden kurtulmak için en uygun hale getirilip kullanılabilir.”
Aristilde ve ekibi, C. testosteroni bakterilerini atıksudan alarak, en yaygın olarak içecek şişeleri, gıda ambalajları ve giysiler üretmek için kullanılan polietilen tereftalat (PET) üzerinde yetiştirdi. Gelişmiş mikroskoplarla plastiklerin yüzeyinin zamanla nasıl değiştiğini araştırdılar.
Aristilde, PET’lerin küresel plastik kullanımının yüzde 12’sini oluşturduğunu belirterek, “Atıksulardaki mikroplastiklerin yüzde 50’sine kadarı onlardan kaynaklanıyor,” diyor.
Kolay çözünmediği bilinen PET’i yok eden enzimin bulunması, plastik kirliliğiyle mücadele açısından önemli bir adım olabilir. Ancak araştırmanın baş yazarlarından Rebecca Wilkes, daha gidilecek çok yol olduğuna işaret ediyor:
“Plastiğin çözülmesini istediğimiz hızla bakterinin ihtiyaç duyduğu zaman arasında çok fark var.”