Dünya televizyonlarının en sevilen yüzlerinden biri olan Frank Caprio, milyonların kalbinde bıraktığı izlerle birlikte 88 yaşında hayata veda etti. ABD’nin babacan yargıcı olarak tanınan Caprio, bir süredir mücadele ettiği pankreas kanserine yenik düştü. Rhode Island eyaletinde yaşamını sürdüren Caprio’nun ölümü, ailesi tarafından NBC’ye bağlı WJAR kanalına doğrulandı.

Ailesinden Duygusal Veda
Caprio’nun ailesi yaptığı açıklamada, onun sadece bir yargıç olmadığını, aynı zamanda “sadık bir eş, baba, dede, büyük dede ve gerçek bir dost” olarak hatırlanacağını vurguladı. Açıklamada, onun ilham verici yaşamının, başkalarına iyilik ve şefkat aşılayan mirasıyla yaşamaya devam edeceği ifade edildi. “Onun onuruna, dünyaya biraz daha merhamet getirelim” çağrısı ise, Caprio’nun hayattayken savunduğu insancıl yaklaşımı bir kez daha gözler önüne serdi.

Son Mesajında Dualarını İstemişti
Ölümünden kısa bir süre önce sosyal medyada takipçilerine seslenen Frank Caprio, hastaneye yeniden yatırıldığını açıklamış ve sevenlerinden dua istemişti. Samimi üslubuyla kaydettiği bu mesaj, hayranları tarafından büyük bir hüzünle karşılandı.
İzleyicilerin Gönlünde Taht Kurmuştu
Uzun yıllar boyunca ekranlarda yayınlanan “Caught in Providence” programı sayesinde tanınan Caprio, sergilediği insani yaklaşımlar ve esprili tavırlarıyla bir fenomene dönüşmüştü. Kararlarında merhameti ön planda tutan ve toplumun adalet anlayışına farklı bir boyut kazandıran Caprio, bu özellikleriyle sadece ABD’de değil, dünyanın birçok ülkesinde milyonların sevgisini kazandı.

Türkiye’de de Seviliyordu
Caprio, Türkiye’de de yakından tanınıyor ve özellikle “babacan yargıç” unvanıyla anılıyordu. Türk televizyonlarında da sıkça gündem olan programları sayesinde izleyicilerin sempatisini kazanan Caprio, “dünyanın en iyi yargıcı” olarak nitelendirildi.
Adalet ve Merhametle Anılacak Bir İsim
Caprio’nun yaşamı, yalnızca hukuki kararlarla değil, topluma kattığı değerlerle de örnek teşkil etti. İnsanların hayatlarına dokunmayı başararak, yargının sadece sert kararlar değil aynı zamanda şefkatli bir yönü de olabileceğini gösterdi. Onun ardından söylenen en güçlü sözlerden biri, “Adaletin yüzü Caprio’nun tebessümünde saklıydı” oldu.