Donald Trump’ın ikinci kez başkanlığa seçilmesinin ardından, Avrupa’da ABD merkezli teknoloji şirketlerine yönelik güvensizlik yeni bir boyut kazandı. Berlin’deki bir pazarda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşu Topio, vatandaşların cihazlarını Google ve Apple gibi büyük Amerikan firmalarından bağımsız hale getirmeleri için destek veriyor. Son aylarda bu desteğe duyulan talep gözle görülür biçimde arttı.
Siyasi Gerginlik Dijital Tercihleri Değiştiriyor
Trump’ın göreve gelir gelmez Avrupa güvenliğine dair verdiği geri adım sinyalleri ve ardından başlattığı ticaret savaşı, kıtada siyasi belirsizlikleri artırdı. Bu atmosfer, kullanıcıların sadece veri güvenliğini değil, politik bağımsızlığı da dijital tercihlerin merkezine koymasına neden oldu.
Topio kurucusu Michael Wirths, önceden veri güvenliği konusunda hassas bireylerin başvurduğu hizmetlerinin artık daha geniş bir kesimden ilgi gördüğünü belirtti: “Şu an gelenler sadece teknik meraklılar değil. Politik olarak tetikte olan ve artık kendini açıkta hisseden insanlar.”
Avrupa’nın Alternatif Dijital Platformlara Yönelişi
Similarweb verilerine göre, Avrupa’daki kullanıcılar ABD merkezli e-posta, mesajlaşma ve arama motoru servisleri yerine yerli veya tarafsız dijital alternatiflere yönelmeye başladı. Özellikle Ecosia ve ProtonMail gibi şirketler, kullanıcı sayılarında ciddi artışlar yaşıyor.
Almanya merkezli Ecosia, elde ettiği gelirle ağaç dikme projeleri finanse ederek hem etik hem de ekolojik bir çözüm sunuyor. Şirketin arama motoruna Avrupa Birliği ülkelerinden gelen trafik, geçtiğimiz yıla göre %27 artış gösterdi.
Dev Teknoloji Şirketlerine Karşı Küçük Oyuncular
Buna karşın Google hâlâ Avrupa’daki dijital aramaların ezici çoğunluğunu elinde tutuyor. Şubat ayında Ecosia’nın 122 milyon ziyareti, aynı dönemde Google’ın 10,3 milyar ziyaretine kıyasla oldukça küçük kaldı. Aynı şekilde, ProtonMail gibi servisler kullanıcı sayısında artış yaşasa da, Gmail gibi dev platformlara karşı pazar payı hâlâ sınırlı.
Dijital Egemenlik Tartışmaları Giderek Yayılıyor
Avrupa’da son dönemde daha sık duyulan kavramlardan biri: dijital egemenlik. Bu kavram, ABD’nin giderek daha izole hale gelen politikaları nedeniyle, Avrupa’nın teknolojik altyapısını dışa bağımlılıktan kurtarmasını savunuyor.
İngiltere merkezli internet regülasyonu uzmanı Maria Farrell, konunun artık sıradan insanların gündemine girdiğini söylüyor: “Kuaförüm bile bana ‘hangi servise geçmeliyim?’ diye sordu.”
Almanya Açık Kaynağa Yöneliyor, Starlink Yerine Eutelsat Tercih Ediliyor
Almanya’nın yeni koalisyon hükümeti, kamu hizmetlerinde yerli sunucular ve açık kaynak veri altyapısı kullanmayı hedefliyor. Schleswig-Holstein bölgesi, kamu bilişim altyapısında tamamen açık kaynak yazılıma geçiş yapan ilk eyalet oldu.
Ayrıca Berlin yönetimi, Ukrayna’ya Fransız uydu şirketi Eutelsat üzerinden internet hizmeti sunulması için destek verdi. Böylece Musk’a ait Starlink alternatifiyle ABD bağımlılığına bir sınır çekilmiş oldu.
Sistemden Tamamen Kopmak Mümkün Mü?
Electronic Frontier Foundation uzmanı Bill Budington, Avrupa’nın tamamen ABD merkezli teknolojiden ayrılmasının neredeyse imkânsız olduğunu belirtiyor. Çünkü internetin teknik altyapısı –bildirim servislerinden trafik yönlendirmeye kadar– büyük oranda hâlâ ABD firmalarının omuzlarında taşınıyor.
Örneğin, Ecosia ve Fransız arama motoru Qwant, hâlâ bazı arama sonuçları için Google ve Microsoft Bing altyapılarını kullanıyor. Dolayısıyla dijital bağımsızlık iddiası tam bir kopuş değil, daha çok sembolik bir meydan okuma niteliği taşıyor.
Sessiz Bir Toplumsal Hareket Başladı
Reddit’teki BuyFromEU topluluğu 200 bini aşkın kullanıcıya ulaştı. Kullanıcılar birbirlerine ABD merkezli dijital servislerden Avrupa menşelilere geçiş önerilerinde bulunuyor. “Dropbox’ı iptal ettim, Proton Drive’a geçiyorum” gibi paylaşımlar artıyor.
Ancak uzmanlara göre bu tür bireysel çabalar, Silicon Valley’nin Avrupa’daki etkisini sarsmak için yetersiz kalıyor. Dijital haklar savunucusu Robin Berjon, çözümün yalnızca bireysel farkındalıkta değil, devlet destekli regülasyonlarda yattığını savunuyor.