İstanbul, 13 Mayıs sabahına Marmara Denizi açıklarında meydana gelen bir depremle uyandı. AFAD ve Kandilli Rasathanesi’nin farklı büyüklük açıklamaları, kamuoyunda belirsizlik yarattı. Konuya ilişkin iki önemli uzmandan, Prof. Dr. Naci Görür ve Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan değerlendirme yaptı. Ercan, özellikle AFAD ile Kandilli Rasathanesi arasındaki verilerin uyumsuzluğu konusunda dikkat çeken bir çağrıda bulundu.
İstanbul Sabah 07:18’de Sallandı
AFAD verilerine göre, İstanbul Büyükçekmece açıklarında saat 07:18’de 3,8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Kandilli Rasathanesi ise aynı depremin büyüklüğünü 4,1 olarak duyurdu. İki kurum arasındaki bu fark, sosyal medya kullanıcılarının da gündemindeydi.
Depremin 13 kilometre derinlikte meydana geldiği bilgisi her iki kurumun açıklamasında da yer aldı.
Naci Görür: “Kumburgaz Fay Zonu’nda Gerilim Devam Ediyor”
Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, depremin meydana geldiği bölgeye dair teknik bilgi vererek şu açıklamada bulundu:
“Bu sabah KAF’ın Kumburgaz Fay zonunda, 13,6 km derinlikte 4,1 büyüklüğünde bir deprem oldu. Bu zonda stres alanı değişimleri devam ediyor.”
Görür’ün bu ifadesi, Marmara’daki deprem potansiyelinin sürdüğünü bir kez daha gündeme taşıdı.
Ahmet Ercan: “Kaygılanacak Bir Durum Yok”
Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, depremin büyüklüğünü ve niteliğini değerlendirdi. Ercan, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Kumburgaz açıklarında 13 km odak derinliğinde, saat 07.18’de olan M4,1’lik deprem, M6,2’nin artçısıdır. Kaygılanacak bir durum yoktur.”
Ercan, bu depremi önceki büyük depremlerin artçısı olarak değerlendirdi. Ancak daha dikkat çekici olan, kurumlar arasındaki veri tutarsızlığına yönelik yaptığı eleştiriydi.
“AFAD ve Kandilli Aynı Kalıbı Kullanmalı”
Prof. Dr. Ercan, AFAD ile Kandilli Rasathanesi arasında uzun süredir devam eden veri farklılıklarına dikkat çekerek, şu çağrıda bulundu:
“Kandilli Gözlemevi ile AFAD yerfizikçileri, bir an önce bir araya gelerek yerkabuğunun sarsım hız yapısı üzerine uzlaşıp, aynı kalıbı kullanmalıdır. Yoksa aynı ülkede, aynı deprem için iki ayrı saygın jeofizik gözlemevinin farklı veriler sunması, çağdaş jeofizik bilimine yakışmıyor.”
Bu çağrı, bilimsel verilerin bütünlüğü açısından kurumlar arası işbirliğinin gerekliliğini yeniden gündeme taşıdı.
Marmara’da Deprem Tedirginliği Sürüyor
İstanbul’da son dönemde 23 Nisan’da meydana gelen 5.9 ve 6.2 büyüklüğündeki depremlerin ardından yaşanan artçı sarsıntılar, bölge halkında tedirginliğin sürmesine neden oluyor. Uzmanlar, özellikle Kumburgaz Fayı başta olmak üzere, Marmara Denizi içindeki fay segmentlerinin aktif olduğunu ve sürekli izlendiğini belirtiyor.
AFAD ve Kandilli Rasathanesi’nin veri toplama yöntemlerindeki teknik farklılıklar, fay davranışı ve sismik karakteristiklerin yorumlanmasında farklı sonuçlara yol açabiliyor.