ABD’li araştırmacılar, Türkiye’nin en yüksek noktası olan Ağrı Dağı yakınlarındaki Durupınar Formasyonu’nda yürüttükleri çalışmalar sonucunda, Nuh’un Gemisi‘ne ait olabileceğini öne sürdükleri yeni kalıntılar keşfettiklerini iddia etti. Yer radarı teknolojisiyle yapılan taramalarda, kutsal metinlerdeki tariflerle örtüşen yapısal bulgular ortaya kondu.
Radar Taramasıyla Gelen Şüphe Uyandıran Yapılar
Amerika merkezli Noah’s Ark Scans adlı araştırma grubu, Andrew Jones liderliğinde yürüttüğü çalışmalarda yer radarı kullanarak formasyonun derinliklerini inceledi. Elde ettikleri verilere göre, yaklaşık dört metre uzunluğunda, üç katmanlı olduğu düşünülen yapılar tespit edildi. Bu veriler, Tevrat ve İncil gibi kutsal metinlerde yer alan “üç katlı gemi” betimlemesiyle dikkat çekici bir paralellik taşıyor.
Ayrıca araştırmacılar, radar taramalarında orta ve yan koridorlara rastladıklarını; bu mimari öğelerin, geminin yapısıyla birebir örtüştüğünü savunuyor.
İncil’deki Detaylarla Uyuşan Bulgular
Ekip, radar sinyallerinin gösterdiği boşlukların, “gofer ağacından yapılmış ve içi dışı ziftle kaplanmış odalar” tanımına benzerlik taşıdığını öne sürüyor. Andrew Jones, bu yapısal işaretlerin bir doğal kaya oluşumu değil, aksine insan eliyle inşa edilmiş bir ahşap gemiye ait olabileceğini düşünüyor. Jones, “Eğer bu sadece bir kaya formasyonu olsaydı, bu kadar düzenli, köşeli yapılar beklemezdik” diyor.
Toprakta Anlamlı Kimyasal Farklılıklar
Araştırmacılar, yapının bulunduğu alan ile çevresindeki toprak yapısını da analiz etti. Jones’un açıklamasına göre formasyon içindeki toprakta organik madde oranı iki kat daha yüksek, potasyum seviyesi ise %40 fazla çıktı. Bu bulgular, geçmişte çürümüş ahşap gibi organik materyallerin bu bölgeyi etkilediğine işaret ediyor olabilir.
Ayrıca formasyonun üzerindeki otların, çevresine göre daha farklı renklere sahip olduğu gözlemlendi. Bu da toprağın altında farklı bir geçmişe sahip materyallerin bulunduğuna dair dolaylı bir işaret olarak değerlendiriliyor.
Gözler Karot Sondajında
Bugüne kadar bölgeden 22 toprak örneği toplandı. Jones, önümüzdeki süreçte karotlu sondaj ve daha kapsamlı ek radar taramaları yapılacağını belirtti. Bu işlemlerle birlikte, yapının gerçekten insan yapımı bir gemi olup olmadığının daha net anlaşılması bekleniyor.
İlk kez 1948 yılında bir çoban tarafından fark edilen Durupınar Formasyonu, özellikle 20. yüzyılın ortalarından bu yana hem bilim dünyasında hem de dini çevrelerde büyük ilgi uyandırmıştı. Geçmişte birçok araştırmacı yapının sadece bir jeolojik oluşum olduğunu savunsa da, son bulgular bu tartışmayı yeniden alevlendirdi.
Tartışmalar Yeniden Alevlendi
Bazı bilim insanları, bu iddiaları ihtiyatla karşılarken, bölgenin doğal süreçlerle oluşmuş jeolojik bir yapı olduğunu vurguluyor. Ancak Jones ve ekibi, ellerindeki bulguların basit rastlantılarla açıklanamayacağını savunuyor.
Jones, Christian Broadcasting Network’e verdiği röportajda, “Şu ana kadar gözlemlediğimiz her şey, kutsal kitaplarda tarif edilen Nuh’un Gemisi‘ne dair bir yapıya işaret ediyor” diyerek, iddiasını yineledi.